Genel Özellikleri
-Yapılarında C, H, O bulunur.
Bazılarında P (fosfor) ve N (azot) da bulunur.
Yağlar hidrojen
bakımından zengin, oksijen bakımından fakirdir.
Bu durumun
kazandırdığı özellikler:
-Hafif olmalarını sağlar.
-Oksijenli solunum ile
yıkımı sonucu bol enerji vermelerini sağlar.
- Oksijenli solunum ile
yıkımı sonucu bol metabolik su oluşumunu sağlar.
-Oksijenli solunum ile
yıkımlarında bol oksijene ihtiyaç duyulmasına neden olur.
|
-Lipitler polimer olmamakla
birlikte, büyük moleküllerdir ve dehidrasyon tepkimeleriyle küçük
moleküllerin bir araya gelmeleriyle oluşurlar.
-Yapılarında fazla hidrojen bulunduğu
için oksijenli solunum ile yıkımları sonucu, bol enerji üretilir, bol
metabolik su oluşur.
-Lipitler suda çözünmezler. -Eter, kloroform, benzen, aseton gibi
organik çözücülerde çözünebilirler.
-Diğer organik moleküllerden farklı
olarak depolandıkları özel yağ dokusu vardır.
- Beslenmede lipitlerin fazla
tüketilmesi insan sağlığını olumsuz etkiler. Kalp ve damar hastalıklarına,
şişmanlığa neden olur.
Görevleri, Canlılar için önemi
- 2. Sırada enerji verici olarak görev
alır.
-Hücre zarının yapısına katılır.(fosfolipit,
kolesterol)
-D vitamini gibi bazı vitaminlerin
yapısına katılır.
-Bazı hormonların (eşey hormonları)
yapısına katılır.
- Deri altında ve iç organların
çevresindeki depo yağ canlıyı soğuktan, darbelerden korur, vücudun ısı
kaybını önler.
-Göçmen kuşların depo ettikleri yağ,
bol enerji ve metabolik su verdiği, ayrıca hafif olduğu için uçma kolaylığı
sağlar.
-Yağda çözünen vitaminlerin (A,D,E,K)
vücuda alınmasında rol oynar.
- Yağların O2’li
solunumda kullanılmasıyla çok miktarda metabolik su açığa çıkar. Kış
uykusuna yatan, çölde yaşayan ve uzun göç yollarını kullanan hayvanların
vücudunda depo edilen yağın yakılması sonucu enerji sağlanırken açığa çıkan
suyla su ihtiyacının bir kısmı karşılanır.
-Yağların enerji
verimlerinin en çok olmasının sebebi karbonhidrat ve proteinlere göre daha
çok hidrojen içermeleridir.
-Yağların en çok enerji
vermesine rağmen enerji için ikinci sırada kullanılmalarının sebebi
yıkımlarının zor olmasıdır.
-Yıkımlarının zor
olmasının sebebi ise oksijenlerinin az olmasıdır.
|
-Lipitler; trigliseritler,
fosfolipitler ve steroitler olmak üzere gruplandırılır.
a. Trigliseritler (Nötral yağlar):
-Hayvanlarda depo edilen lipit çeşididir.
-Doğada en fazla bulunan ve enerji
verici olarak kullanılan yağ çeşididir.
-Azot taşımazlar.
-Trigliseritler 1 molekül gliserol ve 3
molekül yağ asidinin ester bağlarıyla bağlanması sonucu oluşur. Bu olaya esterleşme
denir.
-Gliserol ile yağ asitleri arasında 3
ester bağı kurulur. Bu sırada 3 molekül su açığa çıkar.
Şekil: Yağ sentezi ve ester bağı oluşumu
Yağların çeşitliliğinde;
- Kullanılan yağ
asitlerinin çeşitliliği etkilidir. Gliserol ve ester bağlarının
çeşitlilikte etkisi yoktur. Bütün trigliseritlerde tek çeşidi olan gliserol
kullanılır.
-Bir trigliseritte en çok
dört çeşit, en az iki çeşit monomer bulunabilir.
|
Yağ asitleri doymuş ve doymamış yağ asitleri olarak ikiye ayrılır.
Doymuş yağ asitleri:
Karbon atomları arasında tek bağ bulunan yağ
asitleridir.
-Karbon atomlarının hepsi hidrojene doymuştur.
Doymuş yağ asitleri içeren yağlara doymuş yağ denir.
-Yıkımları zordur.
-Oda sıcaklığında katı halde
bulunurlar.
-Genellikle hayvansal kaynaklı yağ
asitleridir.
-Tereyağı, kuyruk yağı doymuş yağ asidi
içerir.
-Doymamış yağ asitleri:
Bazı
karbon atomları arasında çift bağ bulunan yağ asitleridir.
- Karbon atomlarının bazıları hidrojene
doymamıştır.
- Yıkımları daha kolaydır.
-Çoğu oda sıcaklığında sıvıdır.
-Bitki ve balık yağları
doymamış yağ asitleri bakımından zengindir.
-Pamuk yağı, soya yağı, mısır yağı,
fındık yağı vb.
Bazı yağ asitleri insan
vücudunda sentezlenemez. Dışarıdan hazır alınması gerekir. Bu tip yağ
asitlerine temel (zorunlu=esansiyel) yağ asitleri denir. Omega 3 ve
omega 6 olarak bilinen yağ asitleri temel yağ asitlerine örnektir. Fındık,
ceviz, keten tohumu, lahana, ıspanak, soya fasulyesi, balık ve balık yağı
gibi besinlerde bulunur.
|
-Doymamış yağ asitleri yüksek basınç
altında hidrojenden geçirilerek doymuş hale getirilir. Buna margarinleşme denir.
Margarinler trans yağlara örnektir.
b. Fosfolipitler:
Hücre zarının
temel bileşenidir ve hücre zarında iki tabaka olarak yer alır. Proteinlerle
birlikte hücre zarını oluşturur. Yapısal lipitdir.
-Trigliseritlerden farklı olarak, 1
gliserol ve iki yağ asidinden oluşur. Gliserole bağlanan bir fosfat ve azot
da bulunur.
-Dolayısı ile fosfolipitler, gliserol
ve fosfat içeren bir baş ve buraya bağlı iki yağ asidinden oluşan kuyruk
kısmı bulunur.
-Fosfat grubu; suda çözünür.
(hidrofilik). Yağ asitleri suda çözünmez. (hidrofobik)
Şekil: Fosfolipidin yapısı
c. Steroitler:
Birbirleriyle
kaynaşmış dört adet halka içeren karbon iskeletine sahip yapısal lipit
çeşididir.
-Bir steroit çeşidi olan kolesterol hayvan
hücrelerinin zarında bulunur. Zarının geçirgenliğini ve dayanıklılığını
arttırır.
-Sinir hücrelerinde yalıtım görevi
yapar.
-Erkek ve dişi eşey hormonlarının (östrojen
ve testosteron) yapımına katılır.
-D vitamini yapımında kullanılır.
- Vücudumuz kolesterolü kullanarak
kortizol hormonu ve safra tuzu üretir.
-Bütün steroitler kaynaşmış dört
halkalı bir karbon iskeletine sahiptir. Değişik steroitler bu karbon
halkalarına bağlanmış işlevsel gruplar açısından farklılık gösterir.
-Kolesterol hücre zarından geçebilir.
-Steroit ve fosfolipitler
yapısal lipit çeşitleridir. Enerji verici değildirler. Enerji verici olarak
kullanılan yağlar, nötral yağlardır.
-Fosfolipit ve
kolesterolün önemli bir özelliği suda erimemesidir. Bu özellik
farklı hücre bölümlerinin birbirinden ayrılmasını sağlayan hücre içi zarı
ve hücre zarının oluşumunu sağlar.
-İnsanda zar sentezinde
kullanılacak kolesterol reseptör aracılı endositoz ile hücre
içine alınır.
|
TRANS YAĞLAR
Bitkisel sıvı yağ bağlarının arasına
hidrojen yedirilerek ısıtılması sonucu oluşur. Ne kadar çok hidrojenize
olursa o kadar da katılaşır. Bu haliyle de doğallıktan çıkıp sentetikleşir.
Hazır patates kızartmalarında,
cipslerde, krakerlerde, bisküvilerde, çikolatalarda, gofret ve benzeri
besinlerde lezzeti daha fazla artırdığından tercih edilmektedir.
Trans yağların “kötü kolesterolü”
yükselttiği ve daha da kötüsü “iyi kolesterolü” düşürdüğü bilinmektedir.
Koroner kalp damar hastalıkları riskini arttırır.
NOT: Margarinler trans yağlardandır.
|
SORU 1. (2024-TYT/FEN) Aşağıdaki organik moleküllerden hangisi bir polimer değildir? A) Glikojen B) Kitin C) Nükleik asit D) Trigliserit E) Protein
SORU 2. (2021-TYT/Fen)
Trigliseritler ile ilgili,
I. Bir molekül trigliserit oluşurken bir molekül su açığa çıkar.
II. Bir gliserol ile üç yağ asitinin esterleşmesi
sonucu bir trigliserit molekülü oluşur.
III. İnsanlar, sentezledikleri trigliseritlerin
yapısındaki
yağ asitlerinin bir kısmını besinlerle dışarıdan
almak zorundadır.
ifadelerinden hangileri doğrudur?
A) Yalnız I B)
Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II
ve III
SORU 3. (2017 YGS)
Trigliseritlerle ilgili aşağıdaki
ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Aynı miktardaki karbonhidrat ve
proteinlere göre daha fazla enerji verir.
B) Yapılarında üç adet ester bağı
bulunur.
C) Yapılarında üç molekül gliserol
bulunur.
D) Doymuş veya doymamış olmasını,
içerdikleri yağ asitlerinin özelliği belirler.
E) Yapıya katılan yağ asitlerinin bir
kısmı insan vücudunda sentezlenirken bir kısmı besin yoluyla alınır.
SORU 4. (2016 YGS)
Aşağıda insan vücudunda sentezlenen
tripeptit, trisakkarit ve trigliserit organik moleküllerinin sentezleri
şematize edilmiştir.
Bunların sentezlenmeleri sırasında
açığa çıkan su molekülü sayılarının kıyaslanmasıyla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
A) I = II = III B) I = II ˃
III
C) I = II
˂III
D) I ˃ II = III E) I ˂ II = III
SORU 5. (1998 ÖYS)
Bir fareye, karbon atomları
işaretlenmiş yağ molekülü verilmiş ve fare bir süre aç bırakılmıştır. Bu
sürenin sonunda, işaretlenmiş karbonun, hayvanın karaciğerindeki glikojen
molekülünde olduğu saptanmıştır.
Bu durum, farenin karaciğer
hücrelerinde;
I. Yalnızca gliserol molekülünün,
depolama olayında kullanılması
II. Yağların karbonhidratlara dönüşmesi
III. Yağ asitlerinin kullanılmayıp,
doğrudan hücre dışına atılması
şeklindeki olaylardan, hangilerinin
gerçekleştiğine kanıt olabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I
ve II
D) I ve III E) II ve III
SORU 6. Steroitlerin canlılarda
genel olarak en önemli işlevi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bazı hormonların yapısına katılması
B) Gerektiğinde enerji deposu olarak
işlev görmesi
C) Hücre zarının geçirgenliğini ve
dayanıklılığını arttırması
D) Sinir hücrelerinde yalıtım görevi
yapması
E) Vücut performansını arttırıcı etkiye
sahip olması
SORU 7. Lipitlerle ilgili;
I. Bir yağda üç yağ asidi aynı ya da
farklı olabilir.
II. Fosfolipidler gliserole bağlı iki
yağ asidinden oluşur.
III. Nötral yağlar, doğada lipitlerin
en çok bulunan şeklidir.
IV. Yağlar, kesin olarak bir polimer
olmasalar da küçük moleküllerin dehidrasyon reaksiyonları ile oluşmuş büyük
moleküllerdir.
V. Kolesterol hayvan hücre zarının bir
bileşenidir ve diğer steroidlerin sentezinde öncül rol oynar.
yargılardan kaç tanesi doğrudur?
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E)
5
SORU 8. Fosfolipitler ile ilgili;
I. Hücre zarının temel bileşenidir.
II. Fosfat içeren bir baş ve buraya
bağlı iki yağ asidinden oluşur.
III. Su ve suda çözünmüş maddeleri
kolay geçirir.
yargılarından hangileri doğrudur?
A) Yalnız I B) Yalnız II C)
Yalnız III
D) I ve II E) I, II ve III
CEVAPLAR ve
ÇÖZÜMLERİ
1. Lipitler, polimer değildir. CEVAP:D
2. Bir molekül trigliserit oluşurken 3 molekül su açığa çıkar. Diğer öncüller doğrudur. Cevap: E
3. Trigliseritlerin yapısında üç molekül gliserol değil, üç molekül yağ asidi bulunur. Cevap: C
4. Verilen sentez tepkimeleri dehidrasyon olaylarıdır ve kurulan bağ sayısı kadar su oluşur. Buna göre; -Tripeptit sentezinde 2 peptit bağı kurulmuş ve 2 su molekülü açığa çıkmıştır. -Trisakkarit sentezinde 2 glikozit bağı kurulmuş ve 2 su molekülü açığa çıkmıştır. -Trigliserit sentezinde 3 ester bağı kurulmuş ve 3 su molekülü açığa çıkmıştır. -Dolayısı ile açığa çıkan su molekülü sayılarının kıyaslanması: I = II ˂ III şeklindedir. Cevap: C
5.
Yağ, önce gliserol ve yağ asitlerine hidroliz edilir.
Oluşan yağ asitleri enerji ihtiyacını karşılamak için kullanılır.
İşaretlenmiş karbonun, hayvanın karaciğerindeki glikojen molekülünde
olabilmesi için gliserolün önce glikoza sonra da glikojene dönüştürülerek
depo edilmesi gerekir.
Cevap: C
6.
Steroitlerin canlılarda genel olarak en önemli
işlevi, östrojen ve testosteron gibi bazı hormonların yapısına katılmasıdır.
Cevap: A
7. Verilen öncüllerin hepsi doğrudur.
Cevap: E
8.
Yağ asitlerinden oluşan kuyruk kısmı hidrofobik (Suyu
sevmeyen) dir. Su ve suda çözünmüş maddeleri kolay geçirmez.
Cevap: D
|