11. SINIF ÜNİTE,
KONU, KAZANIM VE AÇIKLAMALARI
11.1.7. Üreme
Sistemi ve Embriyonik Gelişim
Anahtar Kavramlar;
büyüme, embriyonik gelişim, gelişme,
hamilelik, invitro fertilizasyon, menstrual döngü, ultrason, üreme
11.1.7.1. Üreme
sisteminin yapı, görev ve işleyişini açıklar.
a. Dişi ve erkek
üreme sisteminin yapısı işlenirken görsel ögeler, grafik düzenleyiciler,
e-öğrenme nesnesi ve uygulamalarından yararlanılır.
b. Menstrual
döngüyü düzenleyen hormonlarla ilgili grafiklere yer verilir.
c. In vitro
fertilizasyon yöntemleri kısaca açıklanır.
11.1.7.2. Üreme
sisteminin sağlıklı yapısının korunması için yapılması gerekenlere ilişkin
çıkarımlarda bulunur.
ERKEK
ÜREME SİSTEMİNİN YAPISI
-Erkek üreme
sisteminin görevleri:
-Spermatogenez ile sperm
oluşumunu sağlamak.
-Erkek üreme hormonlarını
üretmek.
-Spermleri besleyecek
sıvıları üretmek ve depolamak.
-Spermleri, besleyici
sıvılar ile birlikte dişi üreme organına iletmek.
Omurgalılarda üreme sistemi ile boşaltım sistemi
bağlantılı olduğu için ikisine birlikte ürogenital sistem denir.
|
-Erkek
üreme sisteminin kısımları:
a. Testisler (epididimis, vas
deferens)
b. Yardımcı bezler
c. Erkek eşey organı
(penis)
|
|
a. Testisler
Erkek eşey bezleri olan testisler bir
çifttir ve testis torbasında (skrotum) bulunur.
-Testislerin temel görevleri hormon
salgılamak ve erkek üreme hücreleri olan spermlerin üretilmesini sağlamaktır.
-Embriyonun gelişimi sırasında karın
boşluğunda bulunan testisler, doğumdan önce veya doğumdan hemen sonra testis
torbasına iner.
-Testislerin skrotuma inmesi sperm yapımı için
gereklidir. Çünkü sperm oluşumunda (spermatogenezde) görev yapan enzimler
normal vücut sıcaklığında faaliyet göstermezler.
|
-Her testis içerisinde kıvrımlı seminifer tüpçükleri
bulunur. Seminifer tüpçüklerinde, sertoli, leydig ve sperm ana hücreleri
vardır. Sperm ana hücrelerinden spermatogenezle spermler oluşur.
- Sertoli
hücreleri, spermlerin
beslenmesini ve korunmasını sağlar. Aynı zamanda inhibin adlı hormonu üretir.
- Leydig
hücreleri, erkek cinsiyet hormonu olan
testosteron (androjen) salgılar.
-Seminifer tüpçüklerde oluşan
spermlerin dölleme ve hareket yetenekleri yoktur.
-Bu spermler seminifer tüpçüklerden
epididimis kanallarına geçer.
-Epididimis kanalları spermlerin
yaklaşık 20 gün tutulduğu, olgunlaştığı, hareket ve dölleme yeteneği
kazandığı yerdir.
-Olgunlaşan spermler epididimisten vas deferens denilen sperm kanalına
geçer. Burada salgı bezlerinden gelen salgılarla birleşir. Vas deferens
kanalı idrar kesesi üzerinden dolanarak spermleri üretraya taşır. Spermler
üretradan geçerek penisten dışarı atılır.
b. Yardımcı bezler
Spermlerin hareket etmelerini ve
beslenmelerini sağlayan seminal sıvıları (semen) üreten bezlerdir.
-Bunlar; Prostat bezi, seminal
kesecik ve cowper bezidir.
Seminal sıvının görevleri:
-Spermlerin taşınmasını sağlar.
-Spermlerin geçtiği yolları
kayganlaştırır.
-Spermleri dişi üreme kanalındaki
asitlere karşı korur.
-Spermlere enerji kaynağı olarak şeker
sağlar.
-Prostat bezi idrar kesesinin hemen
altında üretrayı saracak şekilde yerleşmiştir.
-Spermin atılması sırasında prostatı
çevreleyen kaslar istemsiz olarak kasılıp spermi üretraya boşaltırken idrarın
da üretraya geçişini engeller. Böylece prostat bezi sperm ve idrarın aynı
anda çıkışını önlemiş olur.
c. Penis
Çiftleşme organıdır. Sperm, yardımcı
bezlerin salgıladığı seminal sıvılar ve idrar penis yardımıyla dışarı atılır.
Spermatogenez: Mayoz bölünmeyle erkek üreme organı olan testislerin
(erbezlerinin) yapısındaki seminifer tüpçüklerinde spermlerin oluşmasına spermatogenez denir.
-Spermler erkek üreme sistemindeki özel
yapılarda bulunan 2n kromozomlu sperm ana hücrelerinden oluşur. Bu hücrelere spermatogonyum denir.
-Erkek birey ergenliğe ulaşmadan önce
spermatogonyumlar mitozla çoğalır. Mitozla yeni spermatogonyumların oluşması
ergenliğe ulaştıktan sonra da devam eder.
-Spermatogonyumlar büyüyüp gelişerek
mayoza hazırlanır. Bu hücrelere birincil
spermatosit denir.
-2n kromozomlu spermatositlerden mayoz
I sonunda haploit (n) kromozomlu iki hücre meydana gelir. Bu hücrelere ikincil spermatosit denir.
-İkincil spermatositlerden mayoz II
sonunda spermatit adı verilen haploit (n) kromozomlu hücre oluşur.
-Spermatogenez sırasında oluşan sağlıklı bütün
sperm (sperma) hücreleri eşit miktarda sitoplazma ve genetik materyal
içerir ve yaklaşık eşit büyüklüktedir.
|
- Seminifer tüpçüklerde oluşan spermatitlerin
dölleme ve hareket yetenekleri yoktur. Seminifer tüpçüklerden epididimis
kanallarına geçer.
-Epididimis
kanalları spermatitlerin yaklaşık 20 gün tutulduğu, olgunlaştığı, hareket ve
dölleme yeteneği kazandığı (sperm haline geldiği) yerdir.
Şekil: Erkek üreme sisteminde
spermatogenez olayı
|
Sperm; baş, orta bölüm ve kamçı olmak üzere üç kısımdan
oluşur. Baş bölümünde n sayıda kromozoma sahip çekirdek bulunur.
-Başın uç kısmında akrozom vardır.
Akrozom sindirim enzimleri içeren bir keseciktir. Yumurtayı çevreleyen zona
pellusidayı eritmekte görev alır.
-Spermin orta bölümünde mitokondriler
bulunur. Mitokondrilerin ürettiği ATP enerjisi, kamçının yapısını oluşturan
mikrotübüller tarafından kullanılarak hareket sağlanır.
-Kamçı hareketi, spermlerin döllenmeyi
gerçekleştirmek üzere yumurtaya doğru hızla hareket etmelerini sağlar.
-Spermlerin oluşumundan dış ortama atılıncaya kadar
izlediği yol:
Seminifer
tüpçükleri
↓
Epididimis
↓
Vasdeferens
↓
Üretra
↓
Penis
↓
Dış
ortam
|
Şekil: Sperm hücresi
|
ERKEK ÜREME SİSTEMİ KISIMLARI ve HORMONAL KONTROL
-Erkek üreme sisteminde folikül uyarıcı
hormon (FSH), lüteinleştirici hormon (LH) ve testesteron) hormonları
etkilidir.
-FSH ve LH, hipofiz bezinden,
Testesteron ise testislerdeki leydig hücrelerinden salgılanır.
- Folikül uyarıcı
hormon(FSH): Testislerde sperm oluşumunu uyarır ve spermatogenezi
başlatır.
-Lüteinleştirici hormon
(LH): Testislerdeki leydig hücrelerine etki ederek testesteron
hormonunun salgılanmasını sağlar.
-Testesteron, sperm
oluşumunu ve erkeklere özgü kıllanma, ses kalınlaşması gibi ikincil eşey özelliklerin
de ortaya çıkmasını sağlar.
Şema: Erkek üreme sisteminin hormonal denetimi
|
DİŞİ ÜREME SİSTEMİNİN YAPISI
-Dişi üremem
sisteminin görevleri:
-Oogenez ile yumurta hücresini
oluşturmak.
-Dişi eşey hormonlarını üretmek.
-Yumurtayı döllenmenin gerçekleşeceği
yere taşımak
-Embriyonun gelişimi için uygun bir
ortam sağlamak.
-Oluşan yavru bireyin doğumunu
sağlamak.
-Dişi
üreme sistemini oluşturan yapılar:
a) Yumurtalıklar
(ovaryumlar),
b) Yumurta kanalı
(fallopi tüpü),
c) Döl yatağı (uterus,
rahim),
d) Döl yatağı ağzı
(serviks)
e) Vajina (doğum kanalı)
|
Şekil: İnsanda dişi üreme sistemi
|
- Yumurtalıklar:
-Vücudun ön tarafında, karın boşluğunun hemen
altında, sağ ve solda yer alan badem şeklinde bir çift organdır.
-Yumurtalıklar hem oogenez
denilen olayla yumurta üretir, hem de östrojen ve progesteron gibi hormonları
salgılar.
- Yumurta kanalı
(Fallopi tüpü):
-Yumurtalıkla rahim arasında bulunan
bir kanaldır.
Yumurta kanalının yumurtalığa bakan ucu
kirpikli huni şeklindedir.
-Kirpiksi uzantılar, yumurtalıktan
atılan yumurtanın yumurta kanalına alınmasını sağlar.
-Yumurtanın rahime taşınması, yumurta
kanalındaki sillerin tek yönlü dalgalanma hareketi yapması ile sağlanır.
Dölleme olayı yumurta kanalında gerçekleşir.
|
-Döllenmiş yumurta ilk mitoz
bölünmelerini yumurta kanalında geçirir ve 3 ile 5 gün içerisinde rahime
ulaşır.
- Döl yatağı (rahim,
uterus):
-Embriyonun doğuma kadar büyüyüp
geliştiği organdır.
-Karın bölgesinin alt tarafında, idrar
kesesinin arkasında, kalın duvarlı ve kaslı bir yapıdır.
-Döl yatağının iç kısmı mukus
salgılayan ve bol miktarda kan damarı taşıyan endometriyum
denilen tabaka ile kaplanmıştır. Adet döngüsünde mitoz bölünmeyle
endometriyum kalınlığı artar. Böylece embriyonun gelişimi için uygun bir
ortam hazırlanmış olur.
-Embriyo, gelişiminin ilk 2 ile 4
haftasında doğrudan endometriyumdan beslenir. Daha sonra embriyonun besin ve
oksijen ihtiyacını plasenta karşılar.
- Serviks: Uterus ile vajina arasındaki dar bir kanaldır.
Gebelik süresince kapalı olan serviks kanalı doğum sırasında açılır ve
doğumun gerçekleşmesini sağlar.
-Vajina:
Döllenmemiş yumurtanın atılmasını, spermlerin dişi vücuduna bırakılmasını ve
doğumun gerçekleşmesini sağlayan organdır.
-Dişi üreme sisteminin dışa açılan
kısmıdır.
-Vajinanın üretra (idrar
kanalı) ile bağlantısı yoktur. Bundan dolayı dişilerde yumurta hücresi ile
idrar farklı kanallarda taşınır.
|
-Yumurtanın oluşumundan dışarıya
atılıncaya kadar izlediği yol:
DİŞİ ÜREME SİSTEMİNİN HORMONAL KONTROLÜ
-Menstrual Döngü (Adet
Döngüsü)
-Dişi üreme sisteminde ortalama olarak
ayda bir yumurta olgunlaşır ve döllenmeye hazırlanır. Eğer döllenme
gerçekleşir ve hamilelik başlarsa hamilelik boyunca yeni yumurta üretimi
durdurulur. Döllenme gerçekleşmezse döllenmemiş yumurta ve hamilelik için
hazırlanmış endometriyum yıkılarak dışarı atılır; bir sonraki yumurtanın
üretilmesine geçilir. İşte dişide yumurta hücresinin oluşması ve yumurtalık
ile döl yatağında meydana gelen değişiklikler döngüsel olup belirli
periyotlarda gerçekleşir. Kişiden kişiye değişiklik göstermekle birlikte
yaklaşık 28 gün süren bu evreye menstrual döngü denir.
-Menstrual döngü ergenlik
ile birlikte başlar ve yaklaşık 45-55 yaşlarına kadar devam eder.
Yumurtlama (ovulasyon) ve menstrual döngünün bitmesine menapoz
denir.
|
-Menstrual döngü hipotalamus,
hipofiz ve ovaryumdan salgılanan hormonlar ile denetlenir.
-Hipotalamusun hormonu: Üreme ile ilgili salgılatıcı faktör (RF)
çeşidi GnRH’dır.
-Hipofiz hormonları: FSH (Folikül uyarıcı hormon) ve LH (lüteinleştirici
hormon) dır.
-Ovaryum hormonları: Hipofiz denetiminde salgılanan östrojen ve
progesterondur.
-FSH: Ovaryumda
folikül gelişmesin, olgunlaşmasını sağlar, oogenezi başlatır, yumurtanın
olgunlaşmasını sağlar, folikülden östrojen salgılanmasını uyarır.
-LH: Folikülün
yırtılıp ovulasyonun gerçekleşmesini, yırtılan folikülün korpus luteum
haline gelmesini sağlar. Korpus luteumdan çok miktarda progesteron az
miktarda östrojen salgılanmasını uyarır.
-ÖSTROJEN: Mitoz
bölünmeyi hızlandırarak döl yatağı duvarının kalınlaşmasını, uterus
hücrelerine bol kan damarı gelmesini sağlar. Uterustaki doku sıvısı
miktarını arttırır.
-PROGESTERON: Embriyonun tutunması için döl yatağının hazırlanmasını, endometriyumun
gelişmesini, fallop tüpü hücrelerinde besin depo edilmesini sağlar.
- Gebelik durumunda döl yatağında kas kasılmasını
önleyerek gebeliğin sürmesini sağlar. Azalırsa düşük gerçekleşebilir.
|
-Menstrual döngü, birbirini izleyen 4 evreden
oluşmaktadır.
1. Folikül evresi (10-14 gün): Folikülde yeni bir yumurtanın geliştiği evredir.
-Hipofizden FSH salgılanır. Bu hormon
yumurtalıktaki folikülleri uyarır.
-Foliküllerden biri gelişir, folikül
kılıfı kalınlaşır ve içi sıvı dolar.
-Foliküldeki yumurta hücresi
olgunlaşarak döllenme özelliği kazanır.
-Bu evrede folikülden östrojen hormonu
salgılanır.
-Kanda östrojen hormonu arttığında
hipofizin FSH salgısı azalır.
- Folikül içinde yumurtanın olgunlaşma
süresi ortalama 10-14 gün sürer.
2. Ovulasyon Evresi (14. gün))
Folikülün yırtılıp olgunlaşmış
ikincil oositin serbest hâle gelmesine ovulasyon (yumurtlama)
denir.
-Ovulasyon hipofizden
salgılanan LH hormonunun etkisiyle gerçekleşir.
İkincil oosit
yumurtalıklardan fallopi tüpüne geçer. Döllenme ve hamileliğin başlama
ihtimalinin en fazla olduğu evre ovulasyondan sonraki birkaç gündür. -Ovulasyon
evresinde yumurta, yumurta kanalına geçer. Burada spermle karşılaşırsa
döllenme olur.
|
|
3. Korpus luteum evresi (10-14 gün):
-Ovulasyon evresinde yırtılan folikül,
sarı renkli yağ damlacıkları taşıyan ve korpus luteum (sarı cisim) adı
verilen yapıya dönüşür. Bu dönüşüm LH'nin folikülü uyarmasıyla gerçekleşir.
-Korpus luteum, hormon salgılayan bez
özelliği taşır ve çok miktarda progesteron, daha az miktarda da östrojen
hormonu salgılar.
-Progesteron hormonu döl yatağını
embriyonun yerleşme olasılığına karşı hazırlar.
-Progesteronun etkisiyle döl yatağının
iç duvarı kalınlaşarak süngerimsi bir yapı hâlini alır.
-Kılcal damarlar genişler. Kan ve mukus
salgısı artar.
-İnsan koryonik gonadotropin hormonunun
etkisiyle korpus luteum bozulmadığı için gebeliğin 5. ayına kadar progesteron
hormonu salgılamaya devam eder.
-Gebeliğin ileri dönemlerinde
progesteron hormonu plasentadan salgılanır.
-Gebeliğin ileriki dönemlerinde
plasenta oluşur ve korpus luteum bozulur.
Hamileliğin başlaması ile birlikte embriyoyu örten
hücreler tarafından HCG (insan koriyonik gonadotropin) hormunu
salgılanmaya başlar. HCG hormunu korpus luteumun bozulmasını engeller,
östrojen ve progesteron salgılarının yüksek kalmasını, dolayısıyla hamileliğin
devamlılığını sağlar. HCG hormonunun kanda varlığı hamileliğin belirtisi
olduğundan hamilelik testlerinde HCG varlığına bakılır.
|
4. Menstruasyon Evresi (3-5 gün)
-Yumurta döllenmezse korpus luteumun
yapısı bozulur ve progesteron salgısı azalır.
-Döl yatağı iç duvarı parçalanır.
Oluşan doku parçaları döllenmemiş yumurtayla beraber kanamalar hâlinde
vajinadan dışarı atılır.
Kanamanın ilk günü yeni bir menstrual döngünün
birinci günüdür.
|
MENSTRUAL DÖNGÜDE HORMON DEĞİŞİMİ
Menstrual döngü birçok hormonun işlev
gördüğü pozitif (+) ve negatif (-) geri bildirim kontrolü altında
gerçekleşir.
Şema: Dişi üreme sisteminin hormonal denetimi
|
Şekil: İnsanda dişideki üreme döngüsü
|
OOGENEZ
-Yumurtalıkta bulunan
yumurta ana hücrelerinden (2n) mayoz bölünmeyle yumurta hücrelerinin
üretilmesine oogenez denir.
-Dişi bireylerde yumurta
hücresinin gelişimi anne rahminde başlar ve belirli bir yaşa gelinceye
kadar sürer.
-Erkeklerde sperm sayısı
sınırsız olmasına karşın yeni doğmuş bir kız çocuğunun yumurtalıklarında
birincil oosit durumundaki hücre sayısı yaklaşık 300.000 kadardır. Bu
yumurtalar ergenlik dönemine kadar birincil oosit olarak bekler. Ergenlik
döneminden itibaren hormonların etkisiyle gelişimini tamamlar.
-Yumurtanın korunması ve
beslenmesi yumurtalık sayesinde olur.
|
Şekil:
İnsanların dişilerinde meydana gelen oogenez
|
|
|
-Yumurtalıkta çok sayıda kesecik
(folikül) bulunur.
-Her kesecikte ise bir tane birincil
oosit vardır.
-Her ay genellikle bir tane birincil
oosit olgunlaşarak döllenmenin gerçekleşebilmesi için yumurtalığın dışına
bırakılır.
Oogenez evreleri
Oogenez, iki evrede
gerçekleşir.
1. Doğum öncesi olgunlaşma
evresi
2. Doğum sonrası olgunlaşma
evresi
1. Doğum öncesi
olgunlaşma evresi
a. Yumurtalık ana hücresi
mitozla çoğalarak oogoniumları meydana getirir.
b. Oogonyumların bir kısmı
mitozla bölünürken bir kısmı da büyüyerek birincil oositleri oluşturur.
Birincil oositler doğuma yakın mayoz I profaz evresinde durmuştur.
2. Doğum sonrası
olgunlaşma evresi
a. Doğumdan sonra tüm birincil oosit, I. Mayozun
profaz evresinde dinlenme evresine girerler. Bu evrede ergenliğe kadar
kalırlar.
b. Ergenlik ile birlikte follikül olgun hale
gelince mayoz I tamamlanır. Büyüklükleri farklı ancak n kromozomlu iki yavru
hücre oluşur.
c. Bunlardan biri sitoplazmanın büyük
bölümünü alan ikincil oosit, diğeri ise az sitoplazma kapsamlı birinci kutup
cisimciğidir.
d. İkncil oosit, mayoz II metafaz
evresinde beklerken ovulasyon gerçekleşir, folikülden dışarı atırlır. Fallop
tüpüne alınır.
e. İkincil
oosit, fallop tüpünde bir spermle döllenirse II. Mayoz bölünme tamamlanır.
Döllenmiş yumurta oluşur. Spermle karşılaşmaz ise ikincil oosit dejenere
olur.
Oogenezde eşit olmayan sitoplazma bölünmesi
önemlidir. Çünkü Büyük miktardaki sitoplazma ve depolanmış besin yumurtanın
yapısına katılır. Böylece döllenmiş yumurtadan gelişecek olan embriyoya
besin sağlanmış olur.
|
DİŞİ ÜREME HÜCRESİ
-Yaklaşık 150 mikron
büyüklüğündedir. Bu büyüklük insan vücut hücrelerinin (örneğin lenfosit)
100 katı kadardır.
-Spermin küçük ve
hareketli olmasına karşın yumurta büyük ve hareketsizdir.
-Yumurta hücresinin hacmi
sperm hücresinin 250.000 katı kadardır.
-Yumurta örtüleri birçok
türde oositin gelişimi ya da döllenmesi sırasında oluşur.
|
Şekil: İnsanda yumurtanın kısımları
|
-Örtülerin yapısı ve sayısı türe göre
farklılık gösterebilir.
-Memelilerde yumurta zarı protein,
glikoprotein ya da polisakkaritlerden oluşan ve zona pellusida adı verilen
jel benzeri örtüyle çevrilidir. Zona pellusida türe özgü yapıya sahiptir ve yumurtayla
aynı türe ait spermerin döllenmesini sağlar.
- Memelilerde yumurta, gelişim
aşamasında folikül hücreleri ile
çevrilidir. Yumurtalık dokusundan gelişen bu hücreler yumurtayı besler ayrıca
zona pellusidanın oluşumuna katılır.
-Yumurta bırakıldıktan sonra da
farklılaşarak koruyucu bir örtü şeklinde yumurtayı çevreler.
Zona pellusida türe özgüdür. Yumurtanın türe özgü
spermler ile döllenmesini sağlar.
-Zona pellusida tarafından üretilen fertilizin
maddesi glikoprotein yapıdadır ve yumurtanın spermleri kendine doğru
çekmesini sağlar. Spermin yumurta
zarına ulaşması ile birlikte zona pellusida sertleşir ve diğer spermlerin
yumurtaya girmesini önler.
|
Sperm ile yumurta hücresinin karşılaştırılması
Sperm
|
Yumurta
|
Küçüktür
|
Büyüktür
|
Az sitoplazmalıdır.
|
Çok sitoplazmalıdır.
|
Besin deposu yoktur
|
Besin depolar.
|
Aktif hareket eder.
|
Hareketsizdir.
|
Sentrozom bulunur.
|
Sentrozom bulunmaz.
|
Golgi bulunmaz.
|
ER bulunmaz.
|
İNSANDA DÖLLENME
-Döllenme, sperm çekirdeği ile yumurta
çekirdeğinin kaynaşmasıdır. Döllenmenin ardından oluşan döllenmiş yumurtaya zigot
adı verilir.
Zigot döllenmenin ardından çeşitli
evrelerden geçerek yeni bireyi oluşturur. Bu sırada büyüme ve gelişme
olayları görülür.
Şekil: İnsanda bir spermin yumurta hücresini dölleme
aşamaları
|
1.
Döllenme olayı fallop tüpünde (yumurta kanalında) gerçekleşir.
2. Spermin
baş kısmı yumurtaya girer kuyruk kısmı dışarıda kalır.
3.
İnsanlarda döllenmiş yumurtada bulunan organellerden sentrozomun kaynağı
sperm, mitokondrinin ve golginin kaynağı ise yumurtadır.
|
In
vitro Fertilizasyon (tüp bebek) Yöntemleri
-Dişi veya erkek üreme sisteminden
kaynaklanan bazı sebeplerden dolayı çocuk sahibi olamama durumuna kısırlık
denir.
-Çocuk sahibi olamayan çiftler için
yardımcı üreme teknikleri geliştirilmiştir. Günümüzde en yaygın kullanılan
yardımcı üreme teknikleri tüp bebek ve mikroenjeksiyon yöntemleridir.
İn vitro fertilizasyon (IVF) = tüp
bebek
- IVF işlemi, bir kadının yumurtlama
sürecini izlemek, yumurtayı yumurtalıklardan almak ve laboratuvar ortamında
sperm ile dölleyerek döllenmiş yumurtanın (zigot) daha sonra anne adayının
rahmine tekrar aktarılması şeklinde bir tedavi yöntemidir.
- İn vitro fertilizasyon
uygulamasının basamakları:
1. Anne adayından daha fazla yumurta
elde etmek için bazı ilaçlar verilir. Anne adayının hormon seviyeleri kontrol
edilir.
2. Anne adayının yumurtaları alınır.
3. Baba adayından alınan spermler ve
yumurtalar birleşmek için hazırlanır.
4. Döllenme için spermler ve yumurtalar
uygun ortama yerleştirilir.
5. Döllenmeden 1-6 gün sonra zigotun
oluşturduğu embriyolar anne adayının rahmine yerleştirilir.
Şekil: İn vitro fertilizasyon (IVF) da izlenen yollar
|
-Eğer döllenme sperm sayısının azlığı
gibi çeşitli bazı nedenlerden dolayı doğal yolla gerçekleşemiyorsa kısırlık
meydana gelebilir.
- Böyle durumlarda erkekten alınan
spermler ile kadından alınan yumurtalar, uygun dış ortamda bir araya
getirilerek döllenme sağlanabilir.
-Başka bir yöntem olan
mikroenjeksiyon uygulaması ile sperm, bir cam pipet yardımıyla yumurtanın
içerisine aktarılır.
-Hafif bir elektrik akımı
verilerek çekirdeklerin birleşmesi sağlanır.
-Dış ortamdaki bu
döllenme olayı sonrasında zigot belirli bir büyüklüğe gelişince rahime
yerleştirilerek hamilelik sağlanır. Bu yönteme de tüp bebek yöntemi denir.
|
Resim: Mikroenjeksiyon yöntemi ile döllenme
|
Üreme
Sisteminin Sağlıklı Yapısının Korunması İçin Yapılması Gerekenler
-Sağlıklı ve dengeli beslenme ile alkol
ve sigaradan uzak durmak çok önemlidir.
-Kadınların düzenli olarak jinekolojik
muayeneden geçmesi, özellikle geç belirti veren hastalıkların erken tanı ve
tedavisi açısından son derece önemlidir.
-İdrar yapma ihtiyacı olduğunda
ertelenmemelidir.
-Kürtajdan kaçınılmalı, kürtajın
sonraki gebelikleri ve anne sağlığını olumsuz etkileyebileceği
unutulmamalıdır.
-Birinci derece akrabasında prostat
kanseri olan erkeklerin 40, diğer erkeklerin 50 yaşından itibaren yılda bir
kez üroloji uzmanına giderek kontrolden geçmesi erken teşhis için önemlidir.
-Mantar ve bakteriler, nemli ve sıcak
ortamlarda daha kolay ürediklerinden genital bölgenin kuru kalmasına özen
gösterilmelidir. Bunun için iç çamaşırlar günlük değiştirilmeli, pamuklu iç
çamaşırlar tercih edilmeli ve dar çamaşırlar kullanmaktan kaçınılmalıdır.
-Menstruasyon döneminde hijyenik
pedler/tamponlar kullanılmalı ve bunlar gün içerisinde sık sık
değiştirilmelidir.
-Genital bölgenin düzenli temizliğine
ve kişisel hijyene dikkat edilmeli, ortak kullanılan tuvaletlerde hijyen
kurallarına uygun hareket edilmelidir.
-Cinsel yolla bulaşan hastalıklar
hakkında bilgi sahibi olunmalı ve gerekli tedbirler alınmalıdır.
-Sigara içen kadınlarda gebe kalamama,
düşük, erken doğum, gelişme geriliği gibi sorunlarla nispeten sık
karşılaşılır ve günlük sigara sayısı arttıkça bu gibi sorunların ortaya çıkma
olasılığı artar.
|