11. SINIF ÜNİTE,
KONU, KAZANIM VE AÇIKLAMALARI
11.1.4. Dolaşım
Sistemleri
11.1.4.3. Dolaşım
sistemi rahatsızlıklarını açıklar.
Kalp krizi, damar
tıkanıklığı, yüksek tansiyon, varis, kangren, anemi ve lösemi hastalıkları
üzerinde durulur.
11.1.4.4. Dolaşım
sisteminin sağlıklı yapısının korunması için yapılması gerekenlere ilişkin
çıkarımlarda bulunur.
ÖNEMLİ BAZI HATIRLATMALAR
1. Gelişmiş
canlılarda dolaşım sistemi madde taşınmasından başka;
-Vücut sıcaklığının düzenlenmesinde,
-Bağışıklığın sağlanmasında,
-Hormonal düzenlemede de görev alır.
2. Kalpteki
triküspit (sağ kulakçık ile sağ karıncık arasındaki üçlü kapakçık) ve
biküspit (sol kulakçık ile sol karıncık arasındaki ikili kapakçık)
kapakçıklar karıncıklar yönünde açılır, kulakçıklar yönünde kapanır. Bu durum
ile kanın daima kulakçıktan karıncığa tek yönde akması sağlanmış olur.
3. Üç
tabakadan oluşan atardamarların orta tabakasında elastik liflerin bulunması
bu damarlara özgüdür. Toplardamarlarda bulunmaz.
4. Vücudun
alt bölgesindeki toplardamarlarda (hem kan hem de lenf toplardamarlarında)
tek yöne açılan kapakçıklar bu damarlara özgüdür. Kanın geriye akmasını
önler.
5. Kan
ile doku sıvısı arasındaki madde alışverişi sadece kılcaldamarlarda
gerçekleşir.
6. Vücuttaki
en kirli kanı taşıyan damarımız;
-Akciğer atardamarı
7. Akciğer
atardamarı kalpten çıktıktan sonra iki kola ayrılır. Biri sağ, diğeri sol
akciğere gider. Her bir akciğerden iki akciğer toplardamarı olmak üzere
toplam dört damar sol kulakçığa açılır.
8. Vücuttaki
en temiz kanı taşıyan damarımız;
-Akciğer toplardamarı
9. NH3
(amonyak) miktarının en fazla olduğu damarımız;
-Kapı toplardamarı
10. Kapı
toplardamarına mide, pankreas, dalak, ince bağırsak ve kalın bağırsaktan
toplardamarları ile karaciğere kirli kan gelir. Karaciğer üstü toplardamarı
ile alt ana toplardamara geçer. Buna portal
dolaşım denir.
11. Boşaltım
atığı miktarının en fazla olduğu damarımız; Böbrek
atardamarı
12. Boşaltım
atığı miktarının en az olduğu damarımız; Böbrek
toplardamarı
13. Hem
atar hem de toplardamarlardan kan alan organımız; Karaciğer
14. Hem
kirli hem de temiz kan alan organlarımız; Karaciğer
ve kalp
15. Olgun
alyuvarların çekirdeklerini ve organellerini kaybetmelerinin nedeni daha
fazla hemoglobin dolayısı ile daha fazla O2 taşıyabilmek içindir.
Mitokondrilerini kaybettikleri için sadece glikoliz ile ATP üretirler. O2’li
solunum ile değil. Aynı zamanda enerji elde etmek için glikoz
kullanabilirler.
16. Lenf
sisteminde atardamar, alyuvar ve kan pulcukları bulunmaz. O2
taşınmaz.
17. Lenf
sisteminde kalp gibi pompalayıcı bir sistem bulunmaması ve bazı lenf
toplardamarlarının çapının oldukça büyük olması lenf sıvısının hareketini
yavaşlatır.
Tekrarda fayda görüyorum!
-Kan plazmasının kılcaldamarlardan
kontrollü olarak hücreler arasındaki boşluklara sızmasıyla doku sıvısı
oluşur.
-Kan ile hücreler arasındaki madde
alışverişi doku sıvısı aracılığı ile olur.
-Kılcaldamarlardaki madde
alışverişinde;
-Kan basıncı (kanı damar dışına iten
kuvvet)
-Osmotik basınç (doku sıvısını damar
içine çeken kuvvet) olmak üzere iki temel kuvvetin etkisi vardır.
-Kan basıncı kılcalların atardamar
ucundan, toplar damar ucuna doğru gidildikçe azalır.
-Protein ozmotik basıncı ise
kılcaldamar boyunca sabittir.
-Kılcalların atardamar ucunda KB>OB olduğu
için kandan doku sıvısına besin oksijen, su geçer. Toplardamar ucunda ise OB>KB olduğu
için doku sıvısından CO2, atık maddeler bir miktar su tekrar kana
döner. (Starling hipotezi) Buna göre;
SORU 1. Kan
basıncı kılcal damar boyunca atardamar ucundaki gibi KB>OB şeklinde
olmuş olsaydı nasıl bir durum gözlenirdi?
CEVAP 1: Kılcallardan doku sıvısına sürekli madde çıkışı
olurdu. Bu durumda doku sıvısı artacağından ödem oluşurdu. Artan doku
sıvısına bağlı olarak lenf kılcallarına geçen doku sıvısında da artış olurdu.
SORU 2. Atardamar ucundaki kan basıncı toplardamar ucundaki
gibi OB>KB şeklinde olmuş olsaydı
nasıl bir durum gözlenirdi?
CEVAP 2: Doku sıvısı ve dolayısı ile lenf sıvısı azalır. Doku
hücrelerine yeterli besin geçmezdi.
SORU 3.Doku sıvısının osmotik basıncı artarsa nasıl bir
durum gözlenir?
CEVAP 3: Doku sıvısının osmotik basıncının artması demek,
emilimin artması demektir. Kılcaldamardan doku sıvısına geçen madde miktarı
artar, buna bağlı olarak ödem oluşurdu. Doku sıvısının artması ile de lenf
kılcallarına geçen sıvıda artış olurdu.
SORU 4.Lenf kılcalları tıkanırsa nasıl bir durum gözlenir?
CEVAP 4: Doku sıvısı artar, ödem oluşur. Lenf siteminin
görevlerinde aksamalar ortaya çıkardı. Örneğin A, D, E, K vitaminlerinin, yağ
asitlerinin ve gliserolün miktarında azalmalar olurdu. Kan hacmi azalır. Kan
basıncı düşerdi.
DOLAŞIM SİSTEMİ RAHATSIZLIKLARI
-Kalp krizi
(enfarktüs): Kalp kasının
bir kısmı oksijensiz kalarak öldüğünde meydana gelir. Kalp krizi, kalbe kan
taşıyan damarlardan birinin (çoğunlukla koroner arterin) tıkanması sonucu
oluşur.
-Kalp krizi genellikle
göğsünüzün orta kısmında şiddetli ve sıkıştırıcı bir ağrıya neden olur. Ağrı
göğsünüzden boynunuza, çenenize, kulaklarınıza, kollarınıza ve bileklerinize
yayılabilir.
Kendinizin veya tanıdığınız birinin kalp krizi
geçirdiğinden şüphe ediyorsanız derhal 112'yi arayın. Beklemeyin.
|
- Kalp krizi riskini artıran faktörler
arasında ilerleyen yaş (45 yaş üstü erkekler ve 55 yaş üstü kadınlar daha
fazla risk altındadır), sigara içme, kilolu ya da obez olma ve yüksek
tansiyon problemi sayılabilir.
KALP KRİZİNDEN KORUNMAK
İÇİN NELER YAPILMALI?
- Sağlıklı beslenme, kalp ve damar
sağlığının korunması için çok önemlidir. Hazır, konserve gıdalar ve trans yağ
içeren fast-food yerine daha çok meyve, sebze tüketmelisiniz.
- Satın aldığınız süt ve süt ürünlerinin
yağsız ya da az yağlı olmasına özen gösterin.
-Mümkün olduğunca hareket
edin. Düzenli olarak yapacağınız egzersizler kalbinizi güçlendirir ve kan
dolaşımını düzenler. Sigara içiyorsanız, bırakın. Ayrıca ikinci el sigara
dumanı solunan ortamlardan uzak durun. Sigarayı bırakmak için profesyonel
yardım alabilirsiniz. Yüksek tansiyon, şeker ve yüksek kolesterol gibi
sorunlarınız bulunuyorsa bunları ihmal etmeyin ve doktorunuzun önerilerine
kulak verin.
-Damar tıkanıklığı: Damarların iç duvarlarında biriken plak
kan dolaşımınızda bulunan çeşitli maddelerin bir araya gelmesiyle oluşur. Bu
maddeler arasında kalsiyum, yağ, kolesterol, hücre artıkları ve fibrin yer
almaktadır. Bu plak biriktiğinde buna cevap olarak damarların duvarlarındaki
hücreler çoğalır ve damar tıkanıklığını daha da kötüleştirecek bazı maddeler
salgılar.
Sağlıklı Damar
(Kalp krizi riski düşük)
|
Kısmen tıkanmış damar
(Kalp krizi riski yüksek)
|
Tıkanmış damar
(Kalp krizi veya felce neden olabilir)
|
-Damar tıkanıklığının
belli başlı sebepleri:
-Kötü kolesterolün yüksek,
iyi kolesterolün düşük olması. Kötü kolesterolün (LDL – düşük yoğunluklu lipoprotein) yüksek,
iyi kolesterolün ise düşük olması damar tıkanıklığının en önemli
sebeplerinden biridir. İyi kolesterol herkesin kan dolaşımında bulunur. Ancak
bu düzeyin yüksek olması gerekir. İyi kolesterolün (HDL) damarlarda biriken
plağı temizlediği ve karaciğere aktardığı bilinmektedir.
-Yüksek tansiyon. Yüksek tansiyon damar tıkanıklığının
olduğu yerde baskıyı arttırır. Ayrıca yüksek tansiyon damar tıkanıklığı için
hızlandırıcı etki yapmaktadır.
-Sigara ve tütün
ürünleri. Sigara içen
kişilerde kalp, bacak ve aort damarlarında tıkanma daha fazla görülmektedir.
-Diyabet ya da kan
şekerinin yükselmesi.
Damar tıkanıklığının nedenleri arasında yer almaktadır. Diyabet hastası
olmayan bireylerde de kan şekerinin yükselmesi (metabolik sendrom gibi) damar
tıkanıklığı riskini arttırır.
-Diğer faktörler. Damar tıkanıklığı nedenleri arasında
sayılabilecek diğer faktörler arasında ailedeki diğer bireylerde damar
tıkanıklığı bulunması, stres, hareketsiz yaşam biçimi ve obezite yer
almaktadır.
-Damar tıkanıklığından
korunma yolları;
-Doymuş yağ oranı ve
kolesterolü düşük besinlerle beslenmek.
-Şeker ve basit
karbonhidratları daha az tüketip meyve ve sebzeleri daha sık tüketmek.
-Sağlıklı bir kiloda olmak
ve bu kiloyu korumak.
-Tütün ve sigara ürünleri
kullanmamak, kullanılıyorsa bırakmak.
-Düzenli egzersiz yapmak.
-Stres yönetimi.
-Tansiyonu ve kolesterolü
düşük tutmak.
-Kan şekerini düşük tutmak.
-Yüksek tansiyon: Kan kalp tarafından pompalandığında
oluşan atardamar duvarındaki en yüksek basınç (büyük tansiyon, istirahat
halinde oluşan en düşük basınç ise küçük tansiyon meydana getirir.
-Kan basıncı için normal
değerler büyük tansiyonun 120 mm Hg'nın (civa basıncı), küçük tansiyonun ise
80 mm Hg'nın altında olmasıdır. Farklı iki günde en az iki kez yapılan
ölçümlerde 19 yaşını geçmiş bir bireyde büyük tansiyonun 140 mm Hg ve
üzerinde ya da küçük tansiyonun 90 mm Hg ve üzerinde olmasına hipertansiyon
(yüksek tansiyon) adı verilir.
Doğru Bilinen Yanlışlar - Yüksek Tansiyon
1. Ailemde yüksek tansiyon var. Bu yüzden ne
yaparsam yapayım bende de olacak.
-Ebeveynlerinizde ya da akrabalarınızda yüksek
tansiyon olması yüksek tansiyon riskinizi artırabilir. Ancak, yaşam tarzı
değişiklikleriyle yüksek tansiyon önlenebilmektedir.
-Kalp dostu beslenme tarzını benimseyin, tuz
tüketimini azaltın. -Düzenli fiziksel aktivite yapın.
-Kilonuzu kontrol altında tutun.
-Sigarayı bırakın.
-İlaçlarınızı size önerildiği şekilde ve düzenli
kullanın.
-Alkol alıyorsanız bırakın.
2. Sofrada yemeğime tuz eklemeyerek tuz tüketimimi
kontrol altında tutuyorum ve tansiyonum etkilenmiyor.
-Fazla tuz tüketimi tansiyonu yükseltir. Günlük tuz
tüketiminin 5 gr’ı yani 1 silme tatlı kaşığını geçmemesi önerilmektedir.
Ama tuz tüketiminin kontrolü sadece sofra tuzu kullanmamak veya yemeklere
tuz eklememek değildir. Çünkü tükettiğimiz tuzun çoğunu kullanılan domates
salçasından, soslardan, hazır yemeklerden ve ekmekten alırız. Bu tarz hazır
yemekler ve besinler kullanılırken beslenme etiketlerindeki açıklamalar
okunmalı, tuz miktarını belirten ve “Na” sembolüyle gösterilen değere
dikkat edilmelidir.
3. Yemeklerimde ve sofrada deniz tuzu kullanıyorum
çünkü bunların sodyum oranları daha düşük.
-Deniz tuzu sofra tuzuna benzer şekilde %40
oranında sodyum içerir. Bu nedenle sodyum kısıtlaması açısından sofra tuzu
ile deniz tuzu arasında bir fark yoktur.
4. Kendimi iyi hissediyorum, yüksek tansiyonla
ilgili herhangi bir belirti ya da şikayetim yok. Bu yüzden endişe
duymuyorum.
-Yüksek tansiyon yıllarca belirti vermeden, tamamen
sessiz ve sinsi bir şekilde ilerleyebilir. Ancak bu zarar vermediği
anlamına gelmez. Yüksek tansiyon inme, kalp krizi ve böbrek yetersizliğinin
en önemli nedenlerinden biridir.
5. Yüksek tansiyon tanısı kondu ama şu an
tansiyonum daha düşük. ilaç tedavisini bırakabilirim.
-Yüksek tansiyon kronik bir hastalık olduğu için
ömür boyu tedavi ve doktor gözetimi gerektirir. Bu nedenle doktorunuza
danışmadan tedavinizde değişiklik yapmamalısınız. |
Yüksek Tansiyon Kalp
Damar Sağlığını Nasıl Etkiler?
-Yüksek tansiyon kalbin iş
yükünü artırır ve atardamarlara zarar verir. Zaman içerisinde özellikle kalp,
böbrek, göz ve beyne kan götüren atardamarlarda hasar oluşur.
Kalp, böbrek, göz ve beyin
damarları bu yüksek basınca uzun yıllar boyunca sessizce direnebilir. Bu
nedenle kan basıncındaki yükselme yıllarca belirti vermeden, tamamen sessiz
ve sinsi bir şekilde ilerleyebilir. Ancak bu zarar vermediği anlamına gelmez.
Yüksek tansiyon felç, kalp krizi ve böbrek yetersizliğinin en önemli
nedenlerinden biridir.
-Anemi (Kansızlık): Kan miktarının veya
kandaki alyuvar sayısının normalden az olması durumudur. Başlıca
nedenleri;
-Kan kaybı: Çeşitli sebeplerden kanama ile kanın
azalması.
-Yetersiz alyuvar
üretimi: Demir, folik
asit, eritropoetin hormonu, B12 vitamini yetersizliği nedeniyle
yeterli hemoglobin dolayısı ile alyuvar üretilemez.
-Alyuvar yıkımının fazla
oranda olması.
-Orak hücre anemisi gibi
kalıtsal faktörler,
-Lösemi (Kan Kanseri):
Kandaki akyuvar
sayısının kontrolsüz artması sonucu oluşan bir kanser türüdür. Lösemik hücrelerin
çoğalması kontrol altına alınmazsa vücut sıvısındaki besin maddelerini, amino
asitleri, vitaminleri hızla tüketir. Protein kaybı ve kişinin enerjisinin
azalması sonucu kişide hayati tehlike oluşturur.
-Lösemi nedenleri henüz tam
olarak aydınlatılmamıştır. Genetik yatkınlıklar, radyasyon, benzen ve türevleri
(bali vs.), böcek ilaçları gibi kimyasal maddeler, bazı kalıtsal hastalıklar
ve bazı viral hastalıkların hep birlikte lösemiye neden oldukları
çalışmalarla gösterilmiştir.
-Varis: Toplardamarların esnekliğini yitirerek
genişlemesidir. Toplardamarlardaki genişlemeden dolayı kapaklar yeterince
kapanamaz ve dolaşım yavaşlar. Çok fazla ayakta duran insanların bacaklarında
sıkça görülür. Özel çoraplarla ya da ameliyatla tedavisi yapılabilir.
-Lenfoma (Lenf
Kanseri): Lenfatik yapılardaki
normal hücrelerin yerinde anormal şekil, ya da hızlı bölünme özellikleri olan
hücrelerin ortaya çıkması ile gelişmektedir. Lenf düğümlerinin şişmesiyle
kendini belli eder.
-Lenfomanın belirtileri arasında en sık
görülen boyunda, koltuk altında veya kasık bölgesinde rastlanan ağrısız
şişliklerdir. Ayrıca ateş, kilo kaybı, hâlsizlik, yorgunluk hissi, gece
terlemesi, iştahsızlık da diğer belirtiler arasındadır.
-Fil
hastalığı: İpliksi solucan larvalarının neden olduğu bir
hastalıktır. Fil hastalığının en önemli özelliği, lenf damarlarını
tıkayarak iltihaplanmaya yol açmasıdır. Bunun sonucunda özellikle ayak ve
bacaklarda aşırı şişme görülür.
|
|
Kangren: Vücuttaki tüm dokuların yaşamlarını
sürdürebilmek için kana ihtiyacı vardır. Kan, dokulara oksijen, su, glikoz
gibi ihtiyaçlarını ulaştırır. Bunun sürekli olarak sağlanması için de atar ve
toplar damarların ömür boyu düzgün bir sistemle çalışması gerekir. Bazı
olumsuz durumlarda bu sistem bozulur ve vücutta kan ile yeterince
beslenemeyen bir bölge meydana gelir. Beslenemeyen bölge diğer dokulardan
farklı bir görünüm alır ve yaşamsal faaliyetlerini kaybetmeye başlar. Bu
duruma kangren adı verilir. Kangren tüm organlarda görülebilir.
Genellikle kol, bacak ve parmaklarda ortaya çıkan kangren, nadiren iç
organlarda da görülür.
Kangren Belirtileri
Nelerdir?
-Kangrenli organ ilk
aşamada soluk bir görünüm alır. Bu dönemde kangren oluşumu fark edilirse
doktor müdahalesiyle geri dönüş sağlanabilir.
-Daha sonra doku morarmaya
başlar. Bu süreç uzundur ve hastalar en çok bu süreçte kangren meydana
geldiği için hastaneye başvururlar.
-Son safhada ise doku
siyahlaşır. Sorunlu bölgede tamamen his kaybolur. Bu aşamadan sonra artık
dokunun geri dönüşü imkansızdır. Müdahale edilmezse hastanın hayati tehlikesi
başlar.
Kangren Oluşma Nedenleri
Nelerdir?
- Damar tıkanıklığı
oluşması
- Kontrolsüz diyabet
bulunması
-Kazalar nedeniyle bir
organı besleyen damarın kesilmesi
-Bir kaza sonucu kol,
bacak gibi organların bir yere sıkışması veya çok ağır bir yükün altında uzun
süre ezilmesi
-Sigara kullanımı
-Özellikle kış aylarında
aşırı soğuklar nedeniyle his kaybı ile başlayan daha sonra dokuların
ölmesiyle sonuçlanan kangren vakaları oldukça sık görülmektedir. Halk
arasında soğuk ısırması diye de anılır.
Kangren Tedavisi
Kangren tedavisi sorunun
hangi safhada olduğuna göre değişir. Rengin soluklaşmaya başladığı dönemde
fark edilen kangrende antibiyotik tedavisi ve kangreni oluşturan sebebin
ortadan kaldırılması yeterlidir. Eğer renk koyu mora veya siyaha dönüştüyse
dokunun sağlığına geri kavuşma ihtimali yoktur. Bu nedenle kangren olan bölge
kesilerek vücuttan uzaklaştırılır. Bu sayede kangrenin yayılması önlenir.
Daha sonrasında ise hastaya bir süre antibiyotik tedavisi uygulanır.
|
SORU 1. Bazı kişilerin toplardamarları, bazı kısımlarında
genişlediği
için, içindeki kapakçıklar kanın
yerçekimi yönünde
akmasını yeterince önleyemez. Böylece
kan, damar içinde
birikerek şişkinlikler oluşturur.
Damarlarda şişkinlik ve ağrı olarak
kendini gösteren
bu durum aşağıdakilerden hangisidir?
A) Varis B) Felç
C) Hipertansiyon D) Kangren E) Fil
hastalığı
SORU 2. Damar tıkanıklığı;
I. Damar içindeki boşluğun artmasına
neden olur.
II. Kalp krizi veya felce neden
olabilir.
III. İyi kolesterol (HDL) damarlarda tıkanıklığı
azaltabilir.
ifadelerinden hangileri doğrudur?
A) Yalnız I B)
Yalnız III
C) I ve II D) I ve III
E) II ve III
SORU 3. Kalbi besleyen damar
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Akciğer atardamarı
B) Şah damarı
C) Koroner damar
D) Kapı toplardamarı
E) Akciğer toplardamarı
SORU 4. Kalbin kasılıp gevşemesi sırasında kanın atardamar
duvarına yaptığı basınca tansiyon adı verilir.
Tansiyonun, büyük tansiyon ya da
küçük tansiyon
olarak sınıflandırılmasında
I. ölçüm yapılan bireyin cinsiyeti
II. ölçüm yapılan bireyin yaşı
III. karıncıkları kasılma durumu,
IV. karıncıkları gevşeme durumu,
kriterlerinden hangilerine göre
yapılır?
A) Yalnız III B) II ve III
C) III ve IV D) II, III ve IV
E) I, II, III ve IV
SORU 5. AIDS hastalığına neden olan HIV virüsü,
I. kan nakli,
II. ortak eşya kullanımı,
III. cinsel ilişki
gibi durumların hangileri ile bir
bireyden diğerine bulaşabilir?
A) Yalnız II B) Yalnız III
C) I ve II D) I ve III
E) II ve III
SORU 6. Sinoatriyal düğümde impuls
üretimi ile başlayan bir
kalp döngüsünde;
I. Karıncıkların kasılması
II. AV düğümünün uyarılması
III. Kanın atardamarlara geçmesi
IV. His demetlerinde impuls iletimi
V. Kulakçıkların kasılması
olaylarının gerçekleşme sırası nasıl
olmalıdır.
A) V-II-IV-I-III
B) II-IV-V-I-III
C) V-IV-II-I-III
D) II-V-IV-III-I
E) IV-II-V-III-I
SORU 7. Aneminin bir sebebi de
aşağıdakilerden hangisi değildir?
A) Çeşitli sebeplerden kanama ile kanın
azalması.
B) Yetersiz alyuvar üretimi
C) Demir yetersizliği
D) Eritropoetin hormonu yetersizliği
E) İnsülin hormonu yetersizliği
SORU 8. Kandaki akyuvar sayısının
kontrolsüz artması sonucu oluşan hastalık aşağıdakilerden hangisidir?
A) Anemi
B) Lösemi
C) Kangren
D) Diyabet
E) Enfarktüs
SORU 9.
Yukarıdaki görselde yer alan
hastalığın oluşma sebebini aşağıdakilerden hangisi en iyi açıklar?
A) Bacağı besleyen atardamarların
tıkanması
B) Bacaktaki kanı kalbe taşıyan alt ana
toplardamarların genişlemesi
C) Lenf damarlarının işlevini tam
olarak yapmaması
D) Kanda aşırı enfeksiyon oluşması
E) Çok fazla ayakta durmak.
SORU 10. Kalp kasının bir kısmı
oksijensiz kalarak öldüğünde veya kalbe kan taşıyan damarlardan birinin
(çoğunlukla koroner arterin) tıkanması sonucu oluşan rahatsızlık
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ateroskleroz
B) Karotis Arter
C) Kangren
D) Hemofili
E) Enfarktüs
CEVAPLAR ve ÇÖZÜMLERİ
1. Varis, toplardamarların esnekliğini yitirerek
genişlemesidir. Toplardamarlardaki genişlemeden dolayı kapaklar yeterince
kapanamaz ve dolaşım yavaşlar.
Cevap: A
2. Damar tıkanıklığı; damar içindeki boşluğun azalmasına
neden olur.
Cevap: E
3. Kalbi besleyen damar aorttan ayrılıp kalbin miyokard
tabakasına bir ağ gibi yayılan koroner damarlar besler.
Cevap: C
4. Karıncıkların kasılma durumundaki basınç büyük
tansiyonu, yine karıncıkların gevşemesi durumundaki basınç küçük tansiyonu
belirler.
Cevap: C
5. AİDS cinsel ilişki, kan nakli ve plasental yolla
anneden çocuğuna geçen hastalıktır.
Cevap: D
6. Gerçekleşme
sırası;
V. Kulakçıkların
kasılması
II. AV düğümünün
uyarılması
IV. His demetlerinde
impuls iletimi
I. Karıncıkların
kasılması
III. Kanın
atardamarlara geçmesi
Cevap: A
7. İnsülin hormonu kan şekerini düzenler.
Cevap: E
8. Lösemi (Kan Kanseri); Kandaki akyuvar sayısının
kontrolsüz artması sonucu oluşan bir kanser türüdür.
Cevap: B
9. Fil hastalığı: İpliksi solucan larvalarının neden
olduğu bir hastalıktır. Fil hastalığının en önemli özelliği, lenf damarlarını
tıkayarak iltihaplanmaya yol açmasıdır. Bunun sonucunda özellikle ayak ve
bacaklarda aşırı şişme görülür.
Cevap: C
10. Ateroskleroz: Damar sertiliği
-Karotis Arter: Karotis damarları boynun iki yanında bulunur. Karotis
arterler beyne oksijen taşır, tıkanıklığının gerçekleşmesi halinde felç
durumu meydana gelebilir.
-Kangren:
Genellikle kol, bacak ve parmak damarlarının
bozulması ile oluşur.
-Hemofili: Kanın
pıhtılaşmama hastalığı.
-Enfarktüs: kalbe kan taşıyan damarlardan birinin tıkanması
sonucu oluşan rahatsızlık.
Cevap: E
|