11. SINIF ÜNİTE,
KONU, KAZANIM VE AÇIKLAMALARI
11.1.3.2.
Sindirim sistemi rahatsızlıklarını açıklar.
Reflü, gastrit,
ülser, hemoroit , kabızlık, ishal örnekleri verilir.
11.1.3.3.
Sindirim sisteminin sağlıklı yapısının korunması için yapılması gerekenlere
ilişkin
çıkarımlarda bulunur.
a. Fiziksel
etkinliklerin sindirim sisteminin sağlığına olumlu etkisi belirtilir.
b. Tüketilen
besinlerin temizliği, lif açısından zengin gıdalarla doğal beslenmenin önemi
vurgulanır.
c. Asitli içecekler
tüketilmesinin ve fast-food beslenmenin sindirim sistemi üzerindeki
etkilerinin tartışılması sağlanır.
ç. Antibiyotik
kullanımının bağırsak florasına etkileri ve bilinçsiz antibiyotik
kullanımının zararları belirtilir.
Sindirim sistemi sağlığını korumak
için dikkat etmemiz gereken hususlar:
-Sindirim sistemi vücudumuzun ikinci
beyni olarak adlandırılır. Bu beyni korumak için bol su içmeli, liften zengin
beslenmeli ve en önemlisi de egzersiz yapmalısınız.
-Yemeklerden tam doymadan kalkmalıyız.
Sindirim sistemimizi yoracak kadar yememeliyiz.
MERAKLISINA
Yapılan çalışmalarla daha
az beslenen farelerin daha uzun yaşadığını kanıtlamıştır.
|
-Yemek yerken lokmaları iyice çiğnemeli
ve yavaş yemeliyiz. Beynimize giden açlık sinyali kontrol merkezi yeme süresi
ile yakından ilgilidir. Yemeği yavaş yersek eğer 20 dk içerisinde doygunluk
hissi oluşacaktır.
-İyi bir sindirim ağızda başlar bu
yüzden mutlaka dişlerimize önem vermeliyiz. Diş hijyenini sağlamalı ve diş
hekimi muayenelerini aksatmamalıyız.
-Öğünleri aceleye getirilmemeli, sakin
ve rahat bir yerlerde yemek yenilmelidir.
-Çok sıcak ve çok soğuk yiyecekleri
yemekten kaçınmalıyız.
-Yemek yedikten sonra ağır hareketler
veya banyo yapmamalıyız. En az 1 saat yorucu işlerden kaçınmalıyız.
-Yemek yemeye çiğ salata ya da meyve
ile başlamalıyız. Eti çok fazla tüketmemeli genellikle balık ve sebze yemeyi
tercih etmeliyiz. Aşırı acı, yağlı, fazla tuzlu ve baharatlı yiyecekler
tüketmemeliyiz. Et ve süt ürünlerini çiğ olarak yememeliyiz.
-Asitli, kafeinli içeceklerden mümkünse
uzak durmalıyız.
-Yemeğimizi yerken veya yemek yedikten
sonra aşırı derecede su tüketmemeliyiz. Yedikten sonra 15-20 dk
dinlenmeliyiz.
-Vücuda alınan gıdaların temiz olmasına
dikkat etmeliyiz. Yemeklerden önce ve sonra mutlaka ellerimizi yıkamalıyız.
Çürük ve bozulmuş gıdalara dikkat etmeliyiz. Çünkü birçok hastalık su ve
besinler yoluyla bulaşır. Tifo, dizanteri, ishal, kabızlık, kolera, ülser ve
sarılık sindirim sisteminin sağlığının bozulduğu hastalıklardır.
-Beslenme saatleri düzenli olmalı yani
hep aynı saatlerde yemek yemeye özen gösterilmelidir.
-Etler iyi pişirilmeden yenmemeli,
yemekler aşırı tuzlu olmamalı, lifli gıdalar tercih edilmelidir.
-Sağlıklı ve dengeli beslenmeliyiz;
protein, karbonhidrat, yağ, vitamin, mineral ve suyu ihtiyacımızı
karşılayacak oranda ve birlikte almalıyız.
-Alkollü içkilerden uzak durulmalıdır.
Alkol vücudun en büyük düşmanıdır. İçerisinde kimyasal maddeler içeren
içecekler yerine taze sıkılmış meyve suyu, maden suyu, boza, şalgam suyu,
ayran, meyan şerbeti vb. içecekleri içmeliyiz.
-Düzenli spor yapmalıyız. Bağırsakların
çalışması için spor çok önemlidir. Spor yaparak hem fit kalır hem de sindirim
sistemimizi rahatlatırız.
-Tüm hastalıkların başı olan sigaradan
mutlak suretle uzak durmalıyız.
-Elma, armut, şeftali, salatalık gibi
posalı yiyecekleri bolca tüketmeli meyvelerin kabuğunu soymamalıyız.
-Kepek oranı buğdaydaki doğal kepek
oranıyla aynı olan kepekli ekmeği beyaz ekmeğe tercih etmeliyiz. Ancak
ekmekteki kepeğin fazla olmamasını dikkat etmeliyiz çünkü fazla kepek
bağırsaktaki demir emilimini azalttığı için bir süre sonra kansızlığa neden
olabilir.
- Yemek yedikten 45 dk kadar geçmesini
bekledikten sonra çayımızı içmeliyiz.
-Yemeklerde kullanacağımız yağda çok
önemlidir. Mümkünse zeytinyağı, tereyağı, ayçiçek yağı gibi doğal yağları
tercih etmeliyiz.
-Stres ve sıkıntılardan uzak
durmalıyız. Çünkü stres midede fazla asidin salgılanmasına neden olur bu
yüzden bizi mutlu edecek aktiviteler bularak stressiz bir yaşam sağlamalıyız.
Sindirim sistemine yardımcı olmak ve
kabızlığı önlemek için yemek aralarında bol bol su içmeliyiz. Günde 2-2,5 lt
su içmek iyi bir sindirim sistemine sahip olmanıza fayda sağlayacaktır.
-Hastalıklara yakalanır yakalanmaz
gereksiz antibiyotik kullanımından kaçınmalıyız.
Yediğimiz yiyeceklerde probiyotiklere (yoğurt
gibi) yer vermeliyiz. Probiyotikler bağışıklığımızı güçlendirir ve besin
emilimine yardımcı olur.
Probiyotikler, insan bağırsağında doğal olarak
bulunan faydalı mikroorganizmalardır. Faydalı bakteri olarak da
tanımlayabileceğimiz probiyotikler; kötü beslenme, antibiyotik kullanımı ve
zararlı bakterilerin etkilerine karşı vücudu korumakla görevlidirler.
Bağırsaklarda bulunan faydalı diğer bakterileri de kontrol eden
probiyotikler, günlük diyetinize mutlaka eklemeniz gereken bir kaynaktır.
Peki en doğru probiyotik kaynağı nedir? Tabii ki yoğurt!
|
-Fast-food nedir?
Fast-Food genel anlamda kısa sürede
hazırlanıp hızlı şekilde servis edilen, ayaküstü veya hazır yenilen
yiyeceklere verilen isimdir.
-Fast-food beslenmenin sindirim
sistemi üzerindeki etkileri
1. Fast-food ürünlerindeki yağın çoğu hayvansal kaynaklı olup bu
ürünlerin sodyum ve özellikle doymuş yağ miktarı, diğer besin öğelerine göre
daha fazladır. Bu durum başta kroner kalp hastalıkları ve kanser olmak üzere,
diğer birçok kronik hastalık için risk oluşturmaktadır.
2. Yine beslenmedeki posa ve lif içeriğinin yetersizliği bağırsak
kanseri riskini artıran önemli faktörlerdendir.
3. Fast-food menüleri yüksek miktarda sodyum içermektedir. Bu durum
yüksek kan basıncının oluşmasına neden olmakta ve mide kanseri riskini
artırmaktadır.
4. Fast-food içerisine
renklendiriciler, aroma arttırıcılar, tatlandırıcılar, antimikrobiyal
maddeler gibi birçok katkı maddeleri de eklenmektedir. Bunların yanı sıra
kullanılan ekstra şeker ve gıda boyası ürünü çekici ve damak tadına hitap
edici hale getirmek için kullanılmaktadır.
-Fast foodların besin değeri düşük, kalori
oranları yüksek olup bol miktarda tuz veya şeker içermektedir. Liften
posadan, vitaminden kaliteli proteinden oldukça fakir, ancak karbonhidrat ve
yağ yönünden zengin olan bu gıdalar kan şekeri düzeyimizde ciddi
dalgalanmalara, huysuzluk, yorgunluk ve ekstra şeker yeme eğilimi içine de
girmemize, ayrıca uzun vadede yüksek tansiyon, bölgesel yağlanma, sinirlilik
ve hırçınlık, hatta kemik erimesi riski ile çocuklarda gelişim bozukluğu gibi
durumlara neden olabilmektedir.
SİNDİRİM
SİSTEMİ RAHATSIZLIKLARI
Reflü, mide üst kapağındaki yetmezlik sonucunda asitli mide
içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıyla oluşan tahribattır.
Gastrit, mide mukozasında ani gelişen (akut) veya süreğen
(kronik) olan enfeksiyonlardır. Gastritin birçok sebebi olabilir. Bakteriler,
virüsler, asit ve alkali kimyasallar, alkol, sigara ve ilaçlar bunlardan
bazılarıdır. Gastrit tedavi edilmezse kansızlık (pernisiyöz anemi), mide
ülseri ve kanama ortaya çıkabilir.
- Yediğimiz
baharatlı bir yiyecek, alkol veya bozuk
gıdalar gastrite yol açabilir.
Ülser, mide ve onikiparmak bağırsağının mukozasındaki yara
oluşması durumudur. Oluşumunda en önemli faktörler asit salgısının artması, Helicobacter
pylori bakterisinin neden olduğu enfeksiyon, çok yaygın kullanılan
ilaçlar ile aspirin, genetik faktörler ve strestir.
Kabızlık, Bağırsak hareketlerinin yetersiz olması ortaya çıkan
dışkılama güçlüğü, olarak adlandırılır. Kabızlığı önlemenin en kolay ve
etkili yöntemi bol su içmek ve lifli gıdalarla beslenmektir.
İshal, aşırı sulu ve sık dışkılama olarak tanımlanır. Su
kaybının yerine konulamaması durumunda özellikle çocuklarda ölüme yol
açabilir. İshalin tedavisinde öncelikle mikrobik bir hastalık söz konusu ise
antibiyotik kullanılarak enfeksiyon önlenmeli ve bol su içilmelidir.
Çocuklarda ishal durumunda kaybedilen su ve elektrolitlerin yerine konması
için hazır olarak bulunabilen rehidrasyon içeceği verilir. Rehidrasyon
içeceği 1 L suyun içinde yaklaşık yarım kaşık tuz ile 8 kaşık şeker oranının
karışımından oluşmaktadır.
Hemoroid (Basur): Çeşitli evrelerde gözüken ve makattan kan gelmesi ve
şişlik gibi belirtileri ile tespit edilen bir hastalıktır.
-Hemoroid hastalığının nedeninin tam
olarak bilinmemekle birlikte hastalarda ailesel yatkınlığın, sürekli kabızlık
sorunu olanların, baharatlı ve posasız yiyecekler tüketen kişilerin yanı sıra
dışkılama alışkanlığında yapılan yanlışların da hastalık riskini artırdığı
bilinmektedir.
-Hemoroid'in belirtileri; Makattan kanama, ağrılı dışkılama, makatta şişlikler
(meme) oluşması, makatta kaşıntı ve bazen akıntı.
- Makatta ağrı, şişlik ve özellikle dışkılama sırasında kanama gibi
şikayetlerden herhangi birisi mevcutsa mutlaka bir doktor uzmanına tedavi ettirilmelidir.
|
SORU 1. (2017 YGS)
Selülozun insanlar tarafından
sindirilmeyip dışarıya atılmasına karşın sağlıklı bir diyetin önemli bir
parçası olmasının nedeni aşağıdakilerden hangisyle açıklanabilir?
A) Yapı biriminin glikoz molekülleri
olması
B) Yapısında glikozidik bağlar içermesi
C) Küresel ölçekte en bol bulunan
polisakkarit olması
D) Uzun zincirli bir polisakkarit
olması
E) Sindirim kanalı duvarındaki
hücrelerin mukus salgılamasını uyarması
SORU 2. Aşağıdakilerden hangisi
insan sindirim sistemi rahatsızlıklarından birisi değildir?
A) Kabızlık
B) Ülser
C) Reflü
D) Hemoroit
E) Amfizem
SORU 3. Aşağıdakilerden hangisi bir
insanın sağlıklı yaşaması için alması gereken temel besin maddelerinin en
çoğunu kapsar?
A) Tavuk, yumurtalı ıspanak, portakal
suyu, su
B) Köfte, yeşil salata, kadayıf, su
C) Etli kuru fasulye, pilav, baklava,
su
D) Zeytin yağlı biber dolması, makarna,
elma, su
E) Etli patates, peynirli börek, sütlaç,
su
SORU 4. Bir günlük beslenmesi,
Sabah: İki bardak şekerli çay, üç dilim ekmek, reçel
Öğle: Kuru fasulye, pilav, turşu, kadayıf
Akşam: Peynirli börek, kıymalı patates, revani
şeklinde olan bir kimsenin kanına
hangi moleküllerin en fazla geçmesi beklenir?
A) Mineral tuzları
B) Gliserol
C) Glukoz
D) Amino asitler
E) Yağ asitleri
SORU 5. İnsan sindirim sisteminde,
-Protein → Polipeptitler
-Polipeptit →
Peptitler
-Peptit → Amino asitler
şeklindeki yıkımların her birinin
gerçekleşmesinde, aşağıda verilenlerden hangisinin bulunması gerekir?
A) Tripsin B) HCl C) Pepsin
D) Su E) Erepsin
SORU 6. Karaciğerde salgılanan safra sıvısının görevi
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Salgı yapması için pankreası uyarmak
B) Pepton ve polipeptitleri amino
asitlere ayırmak
C) Yağları, yağ asitleri gliserole
parçalamak
D) Tripsinojeni, tripsine dönüştürmek
E) Lipaz enziminin etkisini
hızlandırmak.
SORU 6. Normal bir insanda karaciğer
toplar damarında bulunan kandaki üre miktarının fazla olmasına,
aşağıdakilerden hangisinin yıkımının artması neden olur?
A) Glukoz B) Glikojen C)
Gliserol
D) Amino asit E) Yağ asitleri
CEVAPLAR ve ÇÖZÜMLERİ
1. İnsanda selülozu sindiren enzim bulunmaz. Onun için
selülozdan besin olarak faydalanamaz. Ancak selüloz, sindirim kanalı içindeki
hücreleri uyararak mukus salgısını artırır.
Cevap E
2. Amfizem bir solunum sistemi (Akciğer)
rahatsızlığıdır.
Cevap: E
3. Sağlıklı yaşam için karbonhidrat, protein, yağ ve
vitaminlerden yeterince alınması gerekir. Köftede protein, yeşil salatada
vitamin ve mineral, kadayıfta karbonhidrat ve yağ bulunur.
Cevap: B
4. Karbonhidrat ağırlıklı bir beslenme yapılmış. Bu
kişinin kanında en fazla glukozun olması beklenir.
Cevap: C
5. Ortamda yeterince su olmadan enzimler çalışmaz.
Yıkımların her biri için suya gerek vardır.
Cevap: D
6. Safra, yağları küçük yağ damlacıklarına ayırarak
(mekanik sindirim) lipaz enziminin daha hızlı çalışmasını sağlar.
Cevap: E
7. Üre miktarının
artması için azot içeren bir molekülün yıkımının yapılması gerekir.
Verilenler içerisinde azot içeren sadece amino asit var.
Amino asit
yıkımında amonyak oluşur. Karaciğer amonyaktan üre sentezi yaparak kana
verir.
Cevap: D
|