10. SINIF ÜNİTE, KONU, KAZANIM VE AÇIKLAMALARI
10.3.3. Doğal
Kaynaklar ve Biyolojik Çeşitliliğin Korunması
Anahtar
Kavramlar: biyokaçakçılık, endemik
tür, doğal kaynak, gen bankası, sürdürülebilirlik
10.3.3.1. Doğal
kaynakların sürdürülebilirliğinin önemini açıklar.
a. Doğal kaynakların sürdürülebilirliği için Türkiye
genelindeki başarılı uygulamalar örneklendirilerek çevre farkındalığının
önemi vurgulanır.
b. Gelecek nesillere
yaşanabilir sağlıklı bir dünya emanet edebilmek için doğal kaynakların israf
edilmemesi gerekliliği vurgulanır.
10.3.3.2.
Biyolojik çeşitliliğin yaşam için önemini sorgular.
a. Türkiye'nin
biyolojik çeşitlilik açısından zengin olmasını sağlayan faktörlerin
tartışılması sağlanır.
b. Endemik türlerin
ülkemizin biyolojik çeşitliliği açısından değeri ve önemi üzerinde durularak
sağlık ve ekonomiye katkılarına ilişkin örneklere yer verilir.
c. Biyolojik
çeşitlilik ve endemik türlerin küresel ve millî bir miras olduğu vurgulanır.
ç. Tabiatta her
canlının önemli işlevler gördüğü vurgulanarak biyolojik çeşitliliğe ve
ekosistemin doğal işleyişine saygı göstermenin ve bunlara müdahaleden
kaçınmanın önemi açıklanır.
d. Soyu tükenen türlerin
biyolojik çeşitlilik açısından yeri doldurulamayacak bir kayıp olduğu
vurgulanır.
10.3.3.3.
Biyolojik çeşitliliğin korunmasına yönelik çözüm önerilerinde bulunur.
a. Türkiye'de nesli
tükenme tehlikesi altında bulunan canlı türleri ile endemik türlerin
korunmasına yönelik yapılan çalışmalar örneklendirilir.
b. Biyolojik
çeşitliliğin korunması ve biyokaçakçılığın önlenmesine yönelik çözüm
önerilerinin tartışılması sağlanır.
c. Gen bankalarının
gerekliliği belirtilir.
DOĞAL KAYNAKLARIN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ
Çevrenin kalitesini yüksek oranda
tutarak gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılayabilme imkanlarını yok
etmeden insanoğlunun ve onun yaşadığı çevrenin devam devam etmesi sürdürülebilirlik
ile gerçekleşir.
Ekosistem hizmetlerinin
sürdürülebilirliğini etkileyen başlıca faktörler:
A. Nüfus artışı: İnsanların beslenme, barınma, su gibi temel yaşamsal
doğal kaynakların hızla tükenmesine ve çevre kalitesinin bozulmasına neden
olmaktadır.
-Nüfusun artışı enerji tüketimini de
artırmaktadır. Bu durum sınırlı olan kömür, petrol vb fosil yakıtlarının
tüketimini artırmaktadır.
-Nüfus artışına bağlı olarak türlerin
habitatlarının parçalanması, işgal edilmesi sonucu dar alanlarda yaşamak
zorunda kalan popülasyonlarda akrabalar arası eşleşmelerde artış görülür. Tür
içi çeşitlilik azalır ve hatalı genlerin frekansı yükselir.
B. Kentlerin etkisi: Ulaşım, yakıt tüketimi, baraj ve otoyol yapımı,
sonucunda habitatlar parçalara bölünüp, ekolojik ayak izinin artmasına yol açılmaktadır.
-Kentleşme ortamında, yeşil alanlara
yer açılması, doğal kaynakların tüketilmesinin bilinçli yapılması, dönüşüm
olayına önem verilmesi ekolojik sürdürülebilirliği olumlu yönde
etkileyecektir.
C. Teknolojik gelişmeler: Teknolojinin gelişmesine paralel olarak elektrik
tüketimi de artmaktadır. Elektrik ihtiyacının karşılanabilmesi için miktarı
sınırlı olan fosil nitelikli yakıtlar hızla azalmakta ve çevre kirliliği
artmakta ve küresel ısınma hızlanmaktadır. Bu nedenle teknoloji ve ekoloji
arasında dengeler kurularak, sürdürülebilir bir kalkınma sağlayan ve çevreye
zarar vermeyen teknoloji modelleri geliştirilmelidir.
D. Tarımın etkisi: Günümüzde daha fazla üretim yapabilmek için tarım
ilaçları (peesitler), yapay kimyasal gübreler, GDO’lu ürünler, sulama
sistemleri kullanılmaktadır.
Pestisitler zehirli kimyasal madde
birikimine; aşırı kimyasal gübre kullanımı suların kirlenmesine; fosil
yakıtlar hava kirliliğine, küresel iklim değişikliğine ve asit yağmurlarına;
aşırı su kullanımı doğal kaynakların kurumasına sebep olmaktadır. Bunların
önüne geçmek için ekosisteme olumsuz etkisi olmayan sürdürülebilir tarım
teknikleri üzerinde çalışılmalıdır. Erozyon kontrolü gibi uygun toprak
kullanımı yöntemleri, organik madde bakımından zengin hayvansal gübre
kullanımı, fazla miktarda protein içeren ve toprağa azot sağlayan bitkilerin
(baklagiller vb.) yetiştirilmesi uygun ekolojik yöntemlerden bazılarıdır.
Ekosistem Hizmetlerinin Aksamaması ve Sürdürülebilirlik İçin
İnsanların Yapması Gereken Bazı Faaliyetler
1. Ekolojik
ayak izinin azaltılması (enerji, günlük giysi, ev eşyası besin vb
tüketimlerinin azaltılması ile sağlanabilir.)
2. Günlük hayatında karşılaştığı canlı türlerine
zarar vermemesi.
3. Günlük hayatında yapay kimyasal maddeleri
bilinçli kullanması
4. Ulaşımda mümkün olduğu kadar motorsuz veya toplu
taşıma araçlardan faydalanması
5. Doğal
bitki örtüsünü koruması, yenilerinin oluşturulmasına katkı sağlaması
6. Geri dönüşümü mümkün olan atıkların tekrar
değerlendirilebilmesine katkı sağlaması
7. Hayatının her kademesinde zorunlu tüketim
maddelerine karşı tasarruflu kullanımı ön planda tutması
8. Hayatını sınırsız üretim
ve sınırsız tüketim anlayışından uzak sürdürmesi.
BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİN KORUNMASI
-Biyoçeşitlilik, biyolojik çeşitliliğin
kısaltılmışı olup yaşayan canlıların çeşitliliği demektir.
-Biyoçeşitliliğin Azalmasının
Nedenleri
1. Habitat tahribatı
2. İstilacı türler
3. Aşırı kullanma
4. Kirlilik
1. Habitatın bozulması: Türkiye'nin biyoçeşitliliği için en önemli tehdit,
yaşam alanlarının (habitat) kaybolmasıdır. Aşırı sulama, sulak alanların
kurutulması, baraj ve otoyol yapımı, plansız turizm, çarpık kentleşme,
plansız madencilik, orman ve makilik alanların tarım alanına dönüştürülmesi
vb. sonucunda habitatlar parçalara bölünüp tahrip edilmektedir. Habitatların
tahrip edilmesi, ortama yabancı türlerin girmesi ve besin zincirinin
bozulması vb. biyoçeşitliliği tehdit eden önemli tehlikelerdendir.
-Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN)
verilerine göre dünyada bilinen 9040 kuş türünün %13'ü yok olma tehlikesi
altındadır. Tatlı su balık türlerinin yaklaşık %20'sinin nesli tükenmiştir ya
da tehlike altındadır.
-Türkiye endemik bitkiler açısından
ciddi tehditlerle karşı karşıyadır. Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN 2001)
kriterlerine göre endemik türlerimizin yaklaşık 600 kadarı tehlike sınırında,
700 kadarı da tehlike altındadır. Türkiye'de bulunan 141 sürüngen ve kurbağa
türünden 16 tür endemik olup bunlardan 10'u tehlike altındadır. Tespit edilen
460 kuş türünden 17 tür tehlike altında, büyük çoğunluğu da koruma gerektiren
türler arasındadır. Türkiye'de kaydedilen 161 memeli türünden çakal, su
samuru vb. 23 tür tehlike altında olup koruma altına alınmıştır.
-Birçok araştırmacı, dünyadaki çevre
tahribatının hızla devam etmesi durumunda bitki ve hayvan türlerinin bir
kısmının bu yüzyılın sonuna kadar yok olacağını tahmin etmektedir. Koruma
altına alınmış alanlarda biyoçeşitlilik kaybını azaltmak için çalışmalar yapılmaktadır.
Yoğun ağaç kesimi, madencilik çalışmaları vb. uygulamalarla tahrip edilmiş
alanların eski hâline getirilmesi restorasyon ekolojisi çalışmalarıyla
sağlanmaktadır.
Yeryüzündeki kaynakları korumak,
yönetmek ve onların güvenli bir biçimde gelişmelerini sağlamak için temel
ekolojik bilgilere sahip olmamız gerekir. Gerçek ihtiyaçlarımızı ve
isteklerimizi doğru belirlemeliyiz. Yaşamak için ihtiyaç duyduğumuz doğal
süreçlere saygılı olmalıyız.
1. Endemik tür: Yeryüzünün yalnızca belirli bölgelerinde yayılış
gösteren, yaşam alanı belirli bir bölge ile sınırlı olan canlılardır.
Endemik bitki türleri genel olarak step
ekosistemlerinde yayılış gösterirler.
-Daha önce geniş alanlara
yayılmış bir tür, iklim değişimi sonucu, ekolojik özelliklerine uygun belli
bir yere çekilerek yaşamını sürdürür. Örneğin, Kasnak meşesi ormanının
Eğirdir ve Kovada gölleri arasında dünyada tektir.
2. Ülkemiz için endemik olan, nesli yok olma tehlikesi
olan türlerin korunmasına yönelik gen bankaları oluşturulmaktadır.
Gen bankası: Bitkiye dönüşebilecek tohumların ya da
birleştirildiğinde bir organizmayı oluşturulabilecek sperm ve yumurtanın,
taşıyıcı anneye aktarılacak bir hayvan embriyosunun ya da kök hücrelerinin
bozulmadan uzun süre saklandığı özel ortamladır. Ülkemizde de 2010 yılında Gıda Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı’nın Ankara / Yenimahalle yerleşkesinde açılan ve dünyanın üçüncü
büyük gen bankası olan Türkiye Tohum Gen Bankası’nda hem bitki hem bakteri
hem de mantar gen kaynakları koruma altına alınmaktadır.
|
2. İstilacı türler: Biyoçeşitlilik kaybında habitat tahribatından sonra
ikinci sırayı istilacı türlerin girişi almaktadır.
İstilacı tür: Başka bir bölgeden gelerek getirildikleri yerde
hızla yayılan ve böylece bu bölgenin yerli türlerinin habitatlarını işgal
eden doğal olmayan türlerdir. Bu türlerin adaptasyon yetenekleri oldukça
yüksek, tolerans aralıkları ise oldukça geniştir. Yerel türlerin neslinin
tükenmesinin en önemli sebebidir.
-İstilacı türlere örnek olarak
Nil levreği verilebilir. Çok büyük tatlı su balıklarından biri olan Nil levreği (boyu
2 metreye, ağırlığı ise 450 kilograma kadar erişebilmektedir.) gelişen insan
popülasyonlarına protein içeriği yüksek besinler sağlamak üzere Doğu Afrika’daki
Victoria Gölü’ne sokulmuştur. Bırakıldığı gölde, daha küçük vücutlu
200 türü ortadan kaldırmış ve kendisi de sayıca hızla artmıştır.
|
-Yerel türlerin neslinin tükenmesinin
en önemli sebebi istilacı türlerdir.
3. Aşırı kullanma: Doğal yaşam kaynaklarının yenilenebilirlik düzeyinin
üzerinde çok fazla miktarda kullanılmasıdır. Bazı durumlarda aşırı kullanım;
özellikle gereğinden fazla yapılan ormancılık, balıkçılık ve avlanma gibi
faaliyetler yoluyla kaynağın tükenmesine yol açmaktadır. Aşırı balıkçılık faaliyetleri ile birçok balık türü,
yok olma sınırına gelmiş olup, deniz hayati açısından da toplam tür
çeşitliliği azalmıştır. Nesli tükenmekte olan türlerin yasaya aykırı ticareti
ve aşırı avlanma; bu türlerin var olmasına karşı en büyük tehdit olmaktadır.
4. Kirlilik: Dünya çapında yüzlerce türün popülasyonlarının
azalmasına neden olan en önemli faktör hava e su kirliliğidir. Atmosfere
salınan kirleticiler, küresel su döngüsü ile tüm dünya yayılmakta ve hem
karasal hem de sucul ekosistemlerin bozulmasına yol açmaktadır.
- Biyokaçakçılık konusu ülkemizde bulunan
biyoçeşitliliği tehdit etmektedir.
Biyokaçakçılık: Doğada var olan yabani canlıların ve onlara ait
olan genetik kaynakların o canlıların haklarını elinde bulunduran devletin
izni olmadan alınarak kaçırılmasıdır.
-Ülkemizde bulunan bu
doğal genetik kaynakları korumak adına biyokaçakçılık kanunu yer
almaktadır. Bu kanun kapsamında ülke sınırları içerisinde herhangi bir
canlının ya da genetik kaynağın çıkışına izin verilmemekte ve yakalanılması
durumunda para cezası uygulanmaktadır. Bu konu çerçevesinde yetkililerin
dikkatli olması büyük önem taşımaktadır. Bizden alınan bize ait olan bu
canlıların ileri zamanlarda bize karşı kullanılabilcek ya da para ile
satılabilecek olması unutulmamalı ve bu doğal miraslara sahip çıkılmalıdır.
|
|
SORU 1. (2022-TYT/FEN)
Sürdürülebilir kalkınma, insan toplumlarının uzun
süreli refahını sağlamak için onları destekleyen
ekosistemlerin korunması gerektiğini öngören bir yaklaşımdır.
Sürdürülebilirliği sağlamak için,
I. Kişi başına düşen ekolojik ayak izi artırılmalıdır.
II. Biyoçeşitlilik kayıpları azaltılmalıdır.
III. Doğadaki bitkisel ve hayvansal kaynaklar kullanılırken bunların popülasyon büyüklükleri
dikkate alınmalıdır.
yargılarından hangileri uygulanabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
SORU 2. (2015-LYS2/BİY)
Türkiye’de endemik bir tür olan step
vaşağı nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Bu türün korunması için;
I. avlanma yasaklarına uyulması,
II. yaşam alanlarının korunması,
III. evcilleştirilmesi,
IV. yakın türlerle melezleştirilmesi
uygulamalarından hangilerinin
yapılması uygundur?
A) I ve II B) I ve III C)
II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
SORU 3. Türkiye’de yetişen endemik
türlerle ilgili olarak,
I. Endemik türler, belirli habitatlara
özgüdür.
II. Endemik türlerin hepsi, Türkiye
genelinde yayılış gösterir.
III. Endemik türlerin tehlike altında
olması gelecekte olumsuz sonuçlar doğurabilir.
IV. Endemik bitki türleri genel olarak
step ekosistemlerinde yayılış gösterirler.
ifadelerinden hangileri doğrudur?
A) Yalnız I B) I ve II C)
II ve IV
D) I, III ve IV E) II, III ve IV
SORU 2. Aşağıdakilerden hangisi
ekosistem hizmetlerinin aksamaması ve sürdürülebilirlik için insanların
yapması gereken faaliyetler içinde yer almaz?
A) Ağaçlandırma çalışmalarına katılması
B) Ulaşımda motorsuz araçların tercihi
C) Karbon ayak izini küçültmesi
D) Atıkları türlerine göre ayırarak
ilgili yerlere ulaştırması
E) Evsel atıkları akarsu yerine göl ve
denizlere aktarması
SORU 5. İstilacı türler;
I. Yerel türleri ortadan kaldırabilme
II. Getirildiği bölgenin tür
çeşitliliğini artırma
III. Taşındığı habitatta hızla çoğalma
IV. Yeni habitatı için doğal tür
sayılması
özelliklerinden hangilerine sahiptir?
A) I ve II B) I ve
III C) I, II ve III
D) I, III ve IV E) II, III ve IV
SORU 6. Biyoçeşitlilik, biyolojik çeşitliliğin kısaltılmışı
olup yaşayan canlıların çeşitliliği demektir.
Biyoçeşitliliğin azalmasında;
I. Ekolojik restorasyon
II. İstilacı türler
III. Aşırı kullanma
IV. Biyokaçakçılık
gibi durumların hangileri neden
olabilir?
A) I ve II B) I ve
III C) I, II ve III
D) I, III ve IV E) II, III ve IV
SORU 7. Ekosistem hizmetleri ve
sürdürülebilirliğini olumsuz yönde en çok etkileyen enerji kaynağı
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Rüzgar enerjisi
B) Işık enerjisi
C) Jeotermal enerjisi
D) Fosil nitelikli olanlar
E) Biyomas (biyokütle) enerjisi
SORU 8. Canlıların yaşama alanı olan
habitatların insan etkisi ile küçük parçalara bölünmesi sonucunda,
I. hatalı genlerin oranının yükselmesi,
II. akrabalar arası eşleşmenin artması,
III. büyük populasyonların küçük
populasyonlara bölünmesi
olaylarının gerçekleşme sırası
aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?
A) I, II, III B) I, III, II C)
II, I, III
D) III, I, II E) III, II,
I
SORU 9. Bir istilacı tür olan gümüşi
havuz balığı, bırakıldığı göllerde baskın olan kızıl kanat, eğrez ve adi
sazan gibi balık türlerinin sayısında ciddi bir azalmaya neden olurken,
kendisi hızla sayısını artırmaktadır. Yukarıda verilen bilgiye göre, gümüşi
havuz balığıyla ilgili,
I. Çevreye uyum yeteneği çok
gelişmiştir.
II. Diğer balık türlerine göre üreme
hızı daha yüksektir.
III. Bulunduğu ortamdaki diğer
canlılarla arasında rekabet vardır.
IV. Göldeki ototrof canlılarla
beslenerek suyun oksijen oranının azalmasına neden olur. yargılarından
hangilerine ulaşılamaz?
A) Yalnız II B) Yalnız IV C)
I ve II
D) II ve III E) III ve IV
CEVAPLAR ve ÇÖZÜMLERİ
1. Kişi başına düşen ekolojik ayak izinin artırılması sürdürülebilirlik
kalkınmayı olumsuz etkiler Ekosisteme zarar verir. Cevap: E
2. Avlanma yasaklarına uyulması ve yaşam alanlarının
korunması türün korunmasına yöneliktir. Evcilleştirilmesi ve yakın türlerle
melezleştirilmesi step vaşağının doğal yapısının değişmesine hizmet eder korumaya
değil. Cevap: A
3.
Endemik türlerin
hepsi, Türkiye genelinde yayılış göstermiş olsaydı endemik tür olmazlardı.
Çünkü endemik demek belirli bir yöreye özgü demektir. Cevap: D
4. Hiçbir atığın ne akarsu ne de göl ve
denizlere aktarımı yapılmamalıdır. Göller de denizler de atıklarla kirlenir.
Cevap: E
5. İstilacı türler, yerel türlerin neslinin tükenmesinin
en önemli sebebidir. Tür çeşitliliğinin azalmasına neden olur. Yine istilacı
türler, başka bir bölgeden gelerek getirildikleri yerde hızla yayılan ve
çoğalan yeni habitatlarında doğal olmayan türlerdir.
Cevap: B
6. Ekolojik restorasyon, bozulan ekolojik dengenin
düzeltilmesi için yapılan çalışmalardır. Biyoçeşitliliğin sağlanmasına
yöneliktir. İstilacı türler, aşırı kullanma ve Biyokaçakçılık biyolojik
çeşitliliğe zara veren olaylardır. Dolayısı ile biyoçeşitliliği
azaltabilirler.
Cevap: E
7. Elbette fosil nitelikli olanlardır. Havayı yüksek
oranda kirletir. Biyokütle kaynaklarının (bitkilerin kalıntıları, ağaç
dalları, kabukları, kökleri, sebze ve meyvelerin yenmeyen kısımları) yakıldığında
yarattıkları CO2 salınımı fosil yakıtlara göre önemsenmeyecek ve
yeni canlıların büyümesiyle var olan ekolojik döngünün absorbe edebileceği
miktarlardadır. Yani biyokütle enerjisi doğal dengenin bir parçasıdır. Cevap:
D
8. Sıralayalım;
III. büyük
populasyonların küçük populasyonlara bölünmesi
II. akrabalar arası
eşleşmenin artması,
I. bozuk genlerin
oranının yükselmesi,
Cevap: E
9. “kendisi hızla sayısını artırmaktadır” ifadesi çevreye uyum yeteneğinin geliştiğini gösterir.
“kızıl kanat, eğrez
ve adi sazan gibi balık türlerinin sayısında ciddi bir azalmaya neden
olurken, kendisi hızla sayısını artırmaktadır” ifadesi hızlı çoğaldığını
gösterir. “kızıl kanat, eğrez ve adi sazan gibi balık türlerinin sayısında
ciddi bir azalma rekabeti kaybettiklerinden dolayı olabilir. İstilacı türün ototrof
canlılarla olan ilişkisi ifade edilmemiştir.
Cevap: B
|